Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 274 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 274 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
YEMÎN
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: İSLAMİ KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
1 sayfadaki 1 sayfası
YEMÎN
Sözlükte "kuvvet, sağ taraf, sağ el, and içmek, kasem" gibi anlamlara gelen yemîn, dinî bir kavram olarak, bir kimsenin Allah'ın adını veya sıfatını zikrederek sözünü kuvvetlendirmesi demektir. Yemîn, sözü kuvvetlendirmesi ve yalan yere yemînin büyük günah olması sebebiyle mahkemelerde başka bir delil bulunmadığında delil olarak kabul edilmiştir. (bk. Nükûl) Bunun dışında köle azât etme ve boşamaya bağlı olarak yapılan ve bazı fıkhî sonuçlar doğuran sözlere de yemîn denilmiştir.
Sözün kuvvetlendirilmesi için Allah'ın adı veya sıfatı anılarak yapılan yemin üç çeşittir: Yemîn-i lağv, yemîn-i gamûs ve yemîn-i mün'akide.
Yemîn-i lağv; bir şeyin öyle olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemîndir. Kişinin birini görmediği halde gördüğünü zannederek "vallahi gördüm" demesi böyledir. Ayrıca sözünü kuvvetlendirme niyeti bulunmaksızın, yemîn kastı olmaksızın yemîn sözlerini söylemek de yemîn-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı keffaret gerekmez. Kur'ân-ı Kerîm'de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225; Mâide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken ikide bir yemîn edenlerin bu alışkanlıklarından vaz geçmek için çalışmaları gerekir.
Yemîn-i gamûs; geçmiş zamanda meydana gelmeyen bir işin olduğuna veya yapılan bir şeyin olmadığına bilerek yalan yere yemîn etmektir. Bu yemîn büyük günah olup, sahibini günaha daldırdığı için bu isim verilmiştir. Bilerek ve Allah'ın adını anarak yalan yere yapılan yemînin bağışlanması için keffaret yeterli olmadığından; keffâret vacip kılınmamıştır. Gamûs yemîni yapan kimsenin gerçekten pişman olarak ve bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah'tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemîn sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep oldu ise, bu zararı tazmîn edip onlardan helâllik istemelidir.
Yemîn-i mün'akide; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemîndir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya "yapmayacağım" diye yemîn etmesi böyledir. Yemînin sahih olması için yemîn edenin akıllı, buluğ çağına erişmiş ve Müslüman olması gerekir. Ayrıca bu sözüyle yemîni kastetmiş olmalıdır. Bunun yanında yemînin Allah'ın isimlerinden biriyle veya O'nun sıfatlarıyla yapılmış olması gerekir. Allah ve sıfatları dışında başka şeylere yapılan yemîn, bu yemîn kapsamına girmez.
Bu yemîn ileride yapılacak bir işe Allah'ın şahit tutulması olduğundan, yerine getirilmelidir. Yerine getirilmemesi halinde yemîn bozulmuş olur; keffâret ödenmesi gerekir. Yemînin keffâreti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azât etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün peşpeşe oruç tutar. Yüce Allah, "Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yemînlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yemînlerden dolayı sorumlu tutar. Yemînin keffâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azât etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemîninizin keffâreti budur. Yemîn ettiğinizde yemînlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece âyetlerini açıklıyor." buyurmaktadır (Mâide, 5/89).
Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya; haram ve günah olan bir şeyi yapmaya edilen yemînin yerine getirilmeyip keffâret verilmesi gerekir. Mendûb olan bir şeyi yapmamaya veya mekrûh olan bir şeyi yapmaya yemîn eden kimsenin yemînini bozup keffâret vermesi daha uygundur. Mubah konularda yapılan yemînlerde ise, yemînin bozulmaması gerekir. Şayet yemînini bozar ise keffâret vermesi gerekir. Yeminin bilerek veya unutarak ya da baskı altında bozulması arasında fark yoktur; keffâret verilmesi gerekir. (İ.P.)
Sözün kuvvetlendirilmesi için Allah'ın adı veya sıfatı anılarak yapılan yemin üç çeşittir: Yemîn-i lağv, yemîn-i gamûs ve yemîn-i mün'akide.
Yemîn-i lağv; bir şeyin öyle olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemîndir. Kişinin birini görmediği halde gördüğünü zannederek "vallahi gördüm" demesi böyledir. Ayrıca sözünü kuvvetlendirme niyeti bulunmaksızın, yemîn kastı olmaksızın yemîn sözlerini söylemek de yemîn-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı keffaret gerekmez. Kur'ân-ı Kerîm'de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225; Mâide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken ikide bir yemîn edenlerin bu alışkanlıklarından vaz geçmek için çalışmaları gerekir.
Yemîn-i gamûs; geçmiş zamanda meydana gelmeyen bir işin olduğuna veya yapılan bir şeyin olmadığına bilerek yalan yere yemîn etmektir. Bu yemîn büyük günah olup, sahibini günaha daldırdığı için bu isim verilmiştir. Bilerek ve Allah'ın adını anarak yalan yere yapılan yemînin bağışlanması için keffaret yeterli olmadığından; keffâret vacip kılınmamıştır. Gamûs yemîni yapan kimsenin gerçekten pişman olarak ve bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah'tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemîn sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep oldu ise, bu zararı tazmîn edip onlardan helâllik istemelidir.
Yemîn-i mün'akide; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemîndir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya "yapmayacağım" diye yemîn etmesi böyledir. Yemînin sahih olması için yemîn edenin akıllı, buluğ çağına erişmiş ve Müslüman olması gerekir. Ayrıca bu sözüyle yemîni kastetmiş olmalıdır. Bunun yanında yemînin Allah'ın isimlerinden biriyle veya O'nun sıfatlarıyla yapılmış olması gerekir. Allah ve sıfatları dışında başka şeylere yapılan yemîn, bu yemîn kapsamına girmez.
Bu yemîn ileride yapılacak bir işe Allah'ın şahit tutulması olduğundan, yerine getirilmelidir. Yerine getirilmemesi halinde yemîn bozulmuş olur; keffâret ödenmesi gerekir. Yemînin keffâreti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azât etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün peşpeşe oruç tutar. Yüce Allah, "Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yemînlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yemînlerden dolayı sorumlu tutar. Yemînin keffâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azât etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemîninizin keffâreti budur. Yemîn ettiğinizde yemînlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece âyetlerini açıklıyor." buyurmaktadır (Mâide, 5/89).
Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya; haram ve günah olan bir şeyi yapmaya edilen yemînin yerine getirilmeyip keffâret verilmesi gerekir. Mendûb olan bir şeyi yapmamaya veya mekrûh olan bir şeyi yapmaya yemîn eden kimsenin yemînini bozup keffâret vermesi daha uygundur. Mubah konularda yapılan yemînlerde ise, yemînin bozulmaması gerekir. Şayet yemînini bozar ise keffâret vermesi gerekir. Yeminin bilerek veya unutarak ya da baskı altında bozulması arasında fark yoktur; keffâret verilmesi gerekir. (İ.P.)
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: İSLAMİ KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN