.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
BALKAN SAVAŞLARI Salava10


Join the forum, it's quick and easy

.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
BALKAN SAVAŞLARI Salava10
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Similar topics
    Kimler hatta?
    Toplam 35 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 35 Misafir :: 1 Arama motorları

    Yok

    Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
    En son konular
    » Kutsalınıza Hakaret Edilmesi İncitiyormuş Değil mi?
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime122.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN

    » Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime112.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN

    » Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime112.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN

    » ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime117.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN

    » i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN

    » Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN

    » EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN

    » Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN

    » Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN

    » İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN

    » Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN

    » Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN

    » Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN

    » 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN

    » Ne NeDiR?
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime120.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN

    » ÖĞÜT VEREN AYETLER
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime120.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN

    » Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime122.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN

    » ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN

    » Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN

    » Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
    BALKAN SAVAŞLARI Icon_minitime111.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN

    Istatistikler
    Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız var
    Son kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN

    Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
    Arama
     
     

    Sonuç :
     


    Rechercher çıkıntı araştırma

    Anket

    İRFaN MeCLiSi & RaH-ı AŞK FoRMuMuZa NaSıL ULaŞTıNıZ?

    BALKAN SAVAŞLARI Vote_lcap67%BALKAN SAVAŞLARI Vote_rcap 67% [ 4 ]
    BALKAN SAVAŞLARI Vote_lcap0%BALKAN SAVAŞLARI Vote_rcap 0% [ 0 ]
    BALKAN SAVAŞLARI Vote_lcap0%BALKAN SAVAŞLARI Vote_rcap 0% [ 0 ]
    BALKAN SAVAŞLARI Vote_lcap0%BALKAN SAVAŞLARI Vote_rcap 0% [ 0 ]
    BALKAN SAVAŞLARI Vote_lcap33%BALKAN SAVAŞLARI Vote_rcap 33% [ 2 ]

    Toplam Oylar : 6

    RSS akısı


    Yahoo! 
    MSN 
    AOL 
    Netvibes 
    Bloglines 


    Kasım 2024
    PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
        123
    45678910
    11121314151617
    18192021222324
    252627282930 

    Takvim Takvim


    BALKAN SAVAŞLARI

    Aşağa gitmek

    BALKAN SAVAŞLARI Empty BALKAN SAVAŞLARI

    Mesaj tarafından Berzah 07.04.10 0:19

    BALKAN SAVAŞLARI
    Osmanlı Devletinin Balkanlar’daki dört devlete karşı yaptığı savaşlar.
    Birinci Balkan Savaşı: 1789 Fransız İhtilalinin dünyaya yaydığı milliyetçilik akımı neticesinde, imparatorluklar dahilinde bulunan milletler, bağımsızlık için harekete geçmişler ve bazı devletlerin destek ve yardımları ile ayaklanmışlardı. Osmanlı tarihinde 19. yüzyıl, bu tür ayaklanmalar dönemidir. Balkan Yarımadasında çok çeşitli millet yaşadığı için, milliyetçi ayaklanmalar en fazla burada görüldü.

    Balkanlarda çıkan ayaklanmaları daha çok 17. yüzyılda gelişmeye başlayan ve en büyük gayesi, Baltık Denizine ve özellikle Akdeniz’e çıkmak olan Rusya kışkırtıyordu. Akdeniz’e inmek için önce Karadeniz’i sonra İstanbul ve Çanakkale boğazlarını ele geçirmesi gerekiyordu. İşte Rusya bu gayeye ulaşmak için her yola başvurmaktan geri kalmamıştır. Bu yollardan biri de ırk ve din bakımından akraba olduğu Balkan prensliklerini alet olarak kullanıp, bu genç devletleri Osmanlı Devletinin varlığını sona erdirmeleri için kışkırtmaktı. Osmanlılar Trablusgarp’ta savaşırlarken, Sırbistan’ın başkenti Belgrat’taki Rus elçisi harekete geçerek, Balkanlarda Osmanlı Devletinin elinde kalan son toprak parçalarının Sırbistan ile Bulgaristan arasında paylaşılması için teşebbüste bulundu. Buna karşılık Sırbistan, Bulgaristan’ı bir tarafa iterek kendi menfaatlerini temin için Babıali ile anlaşmaya uğraşıyordu. Balkan devletleri arasındaki menfaat çatışmalarından gafil olan zamanın İttihad ve Terakki hükumeti, Sırbistan’ın bu çok müsait teşebbüslerine aldırış bile etmedi. Üstelik, İkinci Abdülhamid Hanın Balkan ülkelerinin birleşmesini önlemek için tahrik ettiği kilise ihtilafı, çıkarılan ittihad-ı anasır kanunuyla halledildi. Bu durum ise, Bulgaristan ve Yunanistan’ın arasındaki ihtilafı çözdüğü için şimdi her ikisi için de ortak düşman Osmanlı Devleti olmuştu. Neticede kısa bir müddet için önce Sırbistan ve Bulgaristan arasında kurulan ittifaka Karadağ ve Yunanistan da katıldı. Böylece Balkanlarda Osmanlı Devletine karşı harekete geçme hazırlıkları tamamlanmış oldu.

    Bu sırada Türk ordusu subayları iki partiye ayrılmış durumdaydı. Hükumet ise Rusların Balkanlarda savaşa müsaade etmeyeceği hususundaki yalan teminatına inanmıştı. Nitekim Sofya elçiliğinden hariciye nazırı olan Asım Bey, 15 Temmuz’da, Meclis-i Meb’usanda; “Balkanlardan imanım kadar eminim!” tarihi cümlesini ihtiva eden bir nutuk söyleyerek, harb ihtimalinin bulunmadığını iddia etmişti. Ayrıca Asım Beyin yerine gelen yeni Hariciye Nazırı Ermeni Gabriel Noradingiyan da Rusya’nın teminatının kesin olduğunu hükumete bildirmişti. Bu inandırıcı teminatlar neticesinde Rumeli’ndeki en iyi 120 tabur asker terhis edilmişti.

    Balkan devletleri ittifaktan sonra Osmanlı Devletine isteklerini bildirdiler. Bu ittifaktan haberi olmayan İttihatçılar, savaş için yüksek öğrenim talebesini kışkırtarak, Babıali önünde “Harb” diye bağırtmış ve hükumet aleyhinde nümayiş yaptırmışlardı. Harbin kolay geçeceğini zannediyorlardı. Halbuki müttefikler, Türkiye’ye karşı uygulayacakları savaşı ve taksim projelerini en ince teferruatına kadar tesbit etmişlerdi.

    8 Ekim 1912’de Karadağ Prensliği Osmanlı Devletine savaş açtı. Onu 18 Ekim’de Bulgaristan ve Sırbistan, birkaç gün sonra da Yunanistan takip etti.

    İkmal ve Levazım Teşkilatının bozulduğu Osmanlı ordusu, seferberliğini çok geç yapabildi. Terhis edilip Anadolu’ya gönderilen 120 taburu, savaşın sonunda bile yeniden silah altına alamadı.

    Bulgaristan’a karşı çıkacak kuvvetler 5 kolordu halinde, “Şark Ordusu” namıyla toplandı ve Birinci Ferik Abdullah Paşanın kumandasına verildi. Edirne mevkiindeki bağımsız kuvvetler Şükrü Paşanın emrindeydi. Yunanistan’a karşı, Selanik’te bir kolordu ve Yanya Kalesindeki kuvvetler bırakılmıştı. Karadağ’a karşı kuvvetler İşkodra Kalesinde toplanmıştı. Sırbistan’a karşı Makedonya’yı “Garb Ordusu” kumandanı müstakbel sadrazam Birinci Ferik Ali Rıza Paşa savunacaktı.

    Savaşı idare kabiliyetinden mahrum Nazım Paşanın hiçbir hazırlığı olmayan orduyu hemen Bulgarlara karşı taarruza geçirmesiyle hezimet başladı ve artık arkası alınamadı. Osmanlı orduları Bulgarlara karşı bütün Trakya’yı bırakarak, Çatalca’ya kadar çekilmek zorunda kaldığı gibi, Sırbistan’a karşı Kumova'da yenilmişti. 6 Kasım’da Preveze’yi alan Yunanlılar, Veliahd Konstantin idaresindeki büyük kuvvetlerini Selanik üzerine gönderdiler. Selanik’i savunmakla görevli jandarma paşası Tahsin Paşa, tek silah atmadan, muazzam kolordosunu bütün silahları ile beraber Yunanlılara teslim etti. Sultan İkinci Abdülhamid Han devrinde ihtilas (devlet malını zimmetine geçirmesi) suçu tesbit edilmiş olan Tahsin Paşa, o devirde menkub (rütbe ve haysiyetten düşmüş) olduğu gerekçesiyle, Selanik kolordusunun başına getirilmişti. Bütün Kuzey Arnavutluk da Sırp-Karadağlılar tarafından işgal edildi.

    Selanik’in düşmesinden 8 gün önce, artık “Hakan-ı sabık” diye anılan Sultan İkinci Abdülhamid Han, İstanbul’a getirilmişti. Sultan Abdülhamid Hanı Selanik’ten almaya, nazırlarından Vezir Damad Germiyanoğlu, Arif Hikmet ve Damad Çavdaroğlu Mehmed Şerif paşalar gitmişlerdi. Sultan Abdülhamid Han muhafızlarının yanında, ikisi de bilgin ve değerli eserler sahibi damadlarıyla konuşması meşhurdur. Gazete okuması yasak olduğu için, kulaktan aldığı bilgi dışında siyasi durumu etraflı bir şekilde bilmeyen “Sabık Hakan”, dört Balkan devletinin ittifakına ve bu ittifakın haber alınmamasına hayret etmiştir. Makedonya’da kiliseler meselesinin İttihatçılar aracılığıyle ortadan kaldırıldığını öğrenince, Balkanların ittifakını bununla izah etmiş, fakat ittifakın öğrenilmesi karşısında elçilerin, ataşelerin ne iş yaptıklarını sormuştur. “Allah bu hallere sebeb olanları Kahhar ismiyle kahretsin; devleti batırdılar!” diyerek büyük bir teessürle gemiye binmiştir.

    Selanik’i ele geçiren Yunanlılar, daha sonra Ege adalarından Bozcaada, Limni, Somatraki ve Taşoz adalarını işgal ettiler.

    22 Ekim 1912 tarihinden beri Şükrü Paşa kumandasında Edirne’yi müdafaa eden Osmanlı birlikleri, İstanbul ile bağlantı kesik olduğu için silah, mühimmat noksanlığı ve açlık gibi sebeplerle teslim olmak zorunda kaldılar (Bkz. Şükrü Paşa).

    Üst üste gelen mağlubiyetler üzerine Osmanlı Devleti Bulgaristan’a müracaat ederek ateşkes istedi. Böylece 3 Aralık 1912’de imza edilen ateşkes antlaşması (mütareke) ile silahlı çatışma durmuş oldu. Balkan devletleri ile Osmanlı Devleti arasında antlaşma 30 Mayıs 1913’te Londra’da imzalanmıştır. Bu barış antlaşması ile Osmanlı Devleti, Ege adalarının durumunun tayinini ve Arnavutluk’un sınırlarının çizilmesi işini büyük devletlere bırakmakta, Girit’i hukuken Yunanistan’a terk etmekte ve Midye-Enez hattının batısında kalan toprakları da Balkan devletlerine vermekte idi. Bu antlaşma ile kendisini kahramanca savunmasına rağmen yiyecek sıkıntısından düşman eline geçen Edirne de Bulgaristan sınırları içerisinde kalıyordu. Böylece Bulgaristan, Kavala ve Dedeağaç arasındaki toprakları da alarak Ege Denizine ulaşıyordu.
    2500 yıllık Türk tarihinin büyük felaketlerinden biri olan Balkan Savaşında Türkler, Anadolu’dan sonra ikinci anayurt haline gelmiş olan Rumeli’ni bıraktılar. Rumeli, 550 yıldır Türk yurduydu. Birçok bölgede Türkler, ezici ekseriyet halindeydiler.

    93 Harbinde görülen göç ve göçmen felaketinin daha şiddetlisi Balkan Harbinde cereyan etti. Yüz binlerce Türk, bütün varlıklarını bırakarak eriye eriye İstanbul’a eriştiler ve Anadolu’ya dağıldılar. Balkanların, bilhassa Bulgarların yaptıkları zulüm tüyler ürpertici idi. Onbinlerce sivil Türk, kadın, ihtiyar çocuk ve bebekler dahil olmak üzere her türlü işkencelerle doğrandı.

    İkinci Balkan Savaşı: Birinci Balkan Savaşında Osmanlı Devletinin ağır mağlubiyete uğrayıp Balkanlardan çekilmesi sonucunda, Balkanlarda siyasi bakımdan büyük bir boşluk ve dengesizlik meydana geldi. Ganimetin paylaşılmasında anlaşamıyan Balkan devletleri, birbirine düştüler.

    Sırbistan askeri, hareket dolayısıyla Sırp-Bulgar ittifakının çizdiği ve kendisine ayırdığı arazi parçasından daha büyük bir bölgeyi ele geçirmişti. Sırpların bu arazi bölgelerini geri vermemesi anlaşmazlığın düğüm noktasını teşkil ediyordu. Diğer taraftan Londra Konferansında en büyük payı Bulgaristan’ın alması, diğer müttefiklerin hoşnutsuzluğuna sebebiyet vermişti. Bulgarların Ege kıyısına ulaşmış olmasını Yunanlılar sert tepki ile karşılamışlardı. Bu husus, Yunanistan ile Sırbistan’ı birbirine yaklaştırmış ve aralarında ittifak anlaşması akdine sebeb olmuştu. Sırbistan ile Yunanistan’ın birbirlerine yaklaştıklarını gören Bulgaristan, bu iki devlete tam hazırlıklarını yapmadan önce 29-30 Haziran 1913’te saldırdı. Ancak Bulgar ordusu, Yunanlılar ve Sırplar tarafından Makedonya’dan çıkarıldı. Bu sırada Bulgaristan’dan pay almak istiyen Romenler de savaşa girdiler ve kısa zamanda Bulgar Dobruca’sını ele geçirdiler. Bulgar orduları birkaç cephede savaşmak zorunda kaldığı için yenilmeye başladı.

    Osmanlı Devleti de bu fırsatı kaçırmadı ve bütün özellikleri ile bir Türk şehri olan Edirne’yi geri aldı.

    Bu yenilgiler üzerine Bulgarlar, bir yandan Romanya kralına başvurarak Balkan devletleriyle bir yandan da Babıali’ye başvurarak Osmanlı Devletiyle barış yapmak istediler.

    İkinci Balkan Savaşı sonunda, Bulgaristan’la diğer Balkan devletlerinin imzaladıkları 10 Ağustos 1913 tarihli Bükreş Antlaşması, Romanya ile Bulgaristan’ın yeni sınırını belirliyor, Tuna’nın güneyinde kalan önemli bir arazi parçasını Güney-Dobruca dahil Romanya’ya bırakıyordu.

    Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında 29 Eylül 1913 tarihinde, imzalanan İstanbul Antlaşması ile Bulgaristan, Kırklareli, Dimetoka ve Edirne’yi Osmanlı Devletine geri verdi. Antlaşmada Bulgaristan’da kalan Türklerin de durumu ele alınmakta, Türklerin mülkiyet haklarına saygı gösterileceği de belirtilmekteydi.

    Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imzalanan 14 Kasım 1913 tarihli, Atina Antlaşması ile Girit kesin olarak Yunanistan’a bırakıldı. Ege adalarının ne olacağı da büyük devletlerce kararlaştırılacaktı. Büyük devletler ancak 1914 Şubatında Londra’da bu adalardan İmroz, Bozcaada ve Meis bir yana, diğerlerinin Yunanistan’a ve İtalya işgalinde olanları da İtalya’ya kalmasına karar verdiler. Ancak bu karar üzerinde henüz bir anlaşmaya varılamadan Birinci Dünya Harbi çıktı. Sırbistan’la antlaşma ise 13 Mart 1914’te İstanbul’da imza edildi. Sırbistan’la Osmanlı Devletinin artık ortak sınırı olmadığından, sadece Sırbistan’da kalan Türklerin durumları düzenlenmiştir.

    Böylece Sultan İkinci Abdülhamid Hanın 1909’da tahttan indirilmesinin üzerinden henüz dört yıl geçmeden, Osmanlı İmparatorluğu, Afrika ile ilgisini kesmiş, Balkanlarda ağır toprak kaybına uğramış, Bulgaristan’dan geri aldığı Edirne ile Doğu Trakya’da kalabilmiştir.



    Berzah
    Berzah
    VEFALI ÜYEMİZ
    VEFALI ÜYEMİZ


    Sayfa başına dön Aşağa gitmek

    Sayfa başına dön

    - Similar topics

     
    Bu forumun müsaadesi var:
    Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz