Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 78 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 78 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Bir Güne Bir İyilik Yetmez
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: KISSADAN HİSSE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir Güne Bir İyilik Yetmez
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
SELİM GÜNDÜZALP
Her insanın kıymeti iyiliği kadardır. Gökyüzüne yerden toz kalkar ama yeryüzüne gökten yağmur yağar. Her kap içinde olanı sızdırır. İyiler kendileri için değil, başkaları için vardır.
Bilge biri: "ALLAH'ım" diyordu. "Sen kötüleri esirge! İyileri zaten esirgemişsin, çünkü onları iyi yaratmışsın."
İyilikte geciken, bugün yarın diyen, aza çoğa bakan aldanır. Yolda kalır. Hz. Ali; "Az vermekten utanma" der, "Umut kırmak daha utandırıcıdır."
İyiler işini bilirler. ALLAH için severler. ALLAH için verirler. Ve şu müjdeye ererler:
"Onlar, ALLAH'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği tavsiye ederler, kötülükten sakındırır, hayırda yarışırlar. İşte onlar iyi ve hayırlı kullardır." (Âl-i İmran, 114)
Rahmetli Hüseyin amcadan dinlemiştim. Cemaatinden olduğu caminin ihtiyaçları için Cuma namazı bitiminde yardım toplar. Her insan bir değil ya, aksi mizaçlı biri çıkışta: "İlle de bir şey vermek zorunda mıyız?" diye bağırır.
Hüseyin Amca gayet nezaketle: "Hayır efendim" der, "Biz verenden alıyoruz, vermeyenden değil."
İşte bu insan iyilik için yaratılmıştır. Ama nefsimiz fakirlikle korkutur, cimriliğe sevk eder. Oysa mutluluğun yolu kısadır, ama ulaşmak zordur. Bel bükülmeden de odun yarılmaz ya. İyiliğin yolcusu birazcık zahmeti göze almalı.
Evet insan verdiğini aza saymalı, aldığını da çoğa. Gitmeyene gitmeli. Nice ahbap, nice eski dostlar komşular var, aramayanı biz arayıp bulmalıyız. Cimrilik, kimi zengin etmiş ki? Cömerdin eli açık, iyinin bahtı açık. Garibe bir selâm, bir ekmekten iyidir. Gönül alıcı bir söz kışı bahara çevirir. İyiliğin küçüğü olmaz.
Yaşlı bir komşu teyzemiz vardı, gördüğümde selâm verir, hâlini hatırını sorardım. "Bir arzun, bir isteğin var mı teyzeciğim?" derdim. Nuranî ihtiyar gülümseyen bir yüzle: "Ah be oğlum" derdi, "İnsana bu yaşta bir selâm, bir de tatlı kelâm gerek, onu da yapıyorsun. ALLAH razı olsun."
Kalbimizin kapılarını açmalı, iyilikte yarışmalıyız. Bizdeki nimet emanet. Verelim ki yerini bulsun. Verelim ki, verdiğimiz bizim olsun. Elde tuttuğumuz değil, elden çıkardığımız bizim öz malımız olur. "Ne verirsen elinle, o gider seninle" diyorlar ama eksik söylüyorlar. Siz bırakın vermeyi, o hayra niyet etmenizin bile sevabı, verilmiş gibi yazılıyor. Yarım hurma ile dahi olsa iyilikten geri kalmamalıyız. Rabbimiz Kur'ân'da bize doğru yolu gösteriyor: "...ALLAH sana nasıl ihsanda bulunduysa, sen de öylece insanlara iyilik yap..." (Kasas, 77)
Rabbimizin o sonsuz rahmeti karşısında her zaman ve her daim hayretteyim.
Herkesin hayra, iyiliğe koşuştuğu bir dünyaya özlem duymalıyız. Ziya Osman Saba'nın bir şiiri, bu hasret ve iştiyakla duâ gibi yükseliyor içimden:
"Bir yeşil yer bilirim ormanların içinde, / Bütün gün mavi bir gök, bir rüzgâr, akşam esen. / Dedikodusuz bir köy, herkes kendi işinde, / (...) / Her an düşüneceğim: ALLAH ne kadar iyi! / Bir parça aşk, bir parça sevinç, su, güneş, ekmek, / Bahtiyar seveceğiz yaşamayı, ölmeyi."
Madem dünya ahiretin tarlası, burda ekip, burda kazanacağız.
Hz. Peygamber (asm) şöyle buyuruyor: "Siz nasıl bir tayı yetiştirip büyütürsünüz, ALLAH da (cc) rızası uğruna verdiğiniz bir hurmayı, Uhud Dağı kadar büyütür."
Verenler kazandı, sıra bize geldi. Kimse gücüm yok diyemez. Herkesin yapacağı bir iyilik vardır. Bir güne, bir iyilik yetmez. Bazen bir iyiliğin içinde bir ömrün sevabı gizli olabilir. Bediüzzaman Hazretleri de öyle demiyor mu?
"Hem bazen olur ki, bir tek kelime, bir tek tesbih, öyle bir saadet hazinesi açar ki, altmış sene hizmetle o açılmamış. Demek bazı hâlât oluyor ki, bir tek âyet, Kur'ân kadar fayda verebilir."
Bir iyiliğin insan hayatını tümden nasıl değiştirebileceğini Hz. Mevlânâ şu kıssayla anlatır:
"Musa Peygamberin çobanlık yaptığı sıralarda, sürüsünden bir koyun kaçtı. Hz. Musa, onun peşinden saatlerce koştu. Öyle ki, ayak tabanları şişti ve yara oldu. Gece bastırınca, koyun yoruldu ve yavaşladı, bir yerde durdu kaldı. Hz. Musa da (as) onu yakaladı. Biraz olsun öfkelenmedi. Koyunun postundaki tozu toprağı elleriyle temizledi. Başını okşadı, sırtını sıvazladı ve:
"Haydi bana acımadın, beni arkandan bu kadar koşturdun fakat; kendini ne diye bu kadar yordun?" dedi.
"Onun böyle demesi üzerine Cenâb-ı Hak meleklerine şöyle buyurdu: Musa'ya peygamberlik yakışır!"
...
İyiliği anlayan ve derinden kavrayan insanların hikâyesini bir de rahmetli Prof. Dr. Saffet Solak Hocamızdan dinleyelim:
"Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Saatler epey ilerledi ama yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan hacıanneye sıkılarak sordum: "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?" Hacıanne:
"Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz," dedi.
Merak ettim, tekrar sordum: "Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?" Hacıannenin cevabı inanılacak gibi değildi: "Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz."
...
Evet o insanlar âlim değildi belki ama, derin bir irfan sahibiydiler. Çok şeyi değil ama bir şeyi çok iyi biliyorlardı. İyiliğin gecesi, gündüzü olmaz. Küçüğü büyüğü olmaz. Bunu biliyorlardı işte. "İyilik ve takvada yardımlaşın." (Maide: 2) Kur'ân'ın bu emrini okumakla kalmıyor, yaşıyorlardı.
Son sözümüz Sinan Paşa'nın duâsı olsun:
"İlâhi! Kabul Senden, red Senden. İlâhî, şifâ Senden, dert Senden.
İlâhî! Her şeyi gülzâr ettinse ânı ittim. İlâhî! Elime her ne sundunsa ânı tuttum.
İlâhî! Gönlüm oduna her ne yaktınsa, ol tüter. İlâhî! Vücudum bağına her ne diktinse ol biter.
İlâhî! Dil verdin, zikrinden ayırma; gönül verdin fikrinden çevirme. İman verdin, daim eyle; ihsan verdin, kaim eyle."
...
alıntı
selam ve dua ile kalınız.... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
SELİM GÜNDÜZALP
Her insanın kıymeti iyiliği kadardır. Gökyüzüne yerden toz kalkar ama yeryüzüne gökten yağmur yağar. Her kap içinde olanı sızdırır. İyiler kendileri için değil, başkaları için vardır.
Bilge biri: "ALLAH'ım" diyordu. "Sen kötüleri esirge! İyileri zaten esirgemişsin, çünkü onları iyi yaratmışsın."
İyilikte geciken, bugün yarın diyen, aza çoğa bakan aldanır. Yolda kalır. Hz. Ali; "Az vermekten utanma" der, "Umut kırmak daha utandırıcıdır."
İyiler işini bilirler. ALLAH için severler. ALLAH için verirler. Ve şu müjdeye ererler:
"Onlar, ALLAH'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği tavsiye ederler, kötülükten sakındırır, hayırda yarışırlar. İşte onlar iyi ve hayırlı kullardır." (Âl-i İmran, 114)
Rahmetli Hüseyin amcadan dinlemiştim. Cemaatinden olduğu caminin ihtiyaçları için Cuma namazı bitiminde yardım toplar. Her insan bir değil ya, aksi mizaçlı biri çıkışta: "İlle de bir şey vermek zorunda mıyız?" diye bağırır.
Hüseyin Amca gayet nezaketle: "Hayır efendim" der, "Biz verenden alıyoruz, vermeyenden değil."
İşte bu insan iyilik için yaratılmıştır. Ama nefsimiz fakirlikle korkutur, cimriliğe sevk eder. Oysa mutluluğun yolu kısadır, ama ulaşmak zordur. Bel bükülmeden de odun yarılmaz ya. İyiliğin yolcusu birazcık zahmeti göze almalı.
Evet insan verdiğini aza saymalı, aldığını da çoğa. Gitmeyene gitmeli. Nice ahbap, nice eski dostlar komşular var, aramayanı biz arayıp bulmalıyız. Cimrilik, kimi zengin etmiş ki? Cömerdin eli açık, iyinin bahtı açık. Garibe bir selâm, bir ekmekten iyidir. Gönül alıcı bir söz kışı bahara çevirir. İyiliğin küçüğü olmaz.
Yaşlı bir komşu teyzemiz vardı, gördüğümde selâm verir, hâlini hatırını sorardım. "Bir arzun, bir isteğin var mı teyzeciğim?" derdim. Nuranî ihtiyar gülümseyen bir yüzle: "Ah be oğlum" derdi, "İnsana bu yaşta bir selâm, bir de tatlı kelâm gerek, onu da yapıyorsun. ALLAH razı olsun."
Kalbimizin kapılarını açmalı, iyilikte yarışmalıyız. Bizdeki nimet emanet. Verelim ki yerini bulsun. Verelim ki, verdiğimiz bizim olsun. Elde tuttuğumuz değil, elden çıkardığımız bizim öz malımız olur. "Ne verirsen elinle, o gider seninle" diyorlar ama eksik söylüyorlar. Siz bırakın vermeyi, o hayra niyet etmenizin bile sevabı, verilmiş gibi yazılıyor. Yarım hurma ile dahi olsa iyilikten geri kalmamalıyız. Rabbimiz Kur'ân'da bize doğru yolu gösteriyor: "...ALLAH sana nasıl ihsanda bulunduysa, sen de öylece insanlara iyilik yap..." (Kasas, 77)
Rabbimizin o sonsuz rahmeti karşısında her zaman ve her daim hayretteyim.
Herkesin hayra, iyiliğe koşuştuğu bir dünyaya özlem duymalıyız. Ziya Osman Saba'nın bir şiiri, bu hasret ve iştiyakla duâ gibi yükseliyor içimden:
"Bir yeşil yer bilirim ormanların içinde, / Bütün gün mavi bir gök, bir rüzgâr, akşam esen. / Dedikodusuz bir köy, herkes kendi işinde, / (...) / Her an düşüneceğim: ALLAH ne kadar iyi! / Bir parça aşk, bir parça sevinç, su, güneş, ekmek, / Bahtiyar seveceğiz yaşamayı, ölmeyi."
Madem dünya ahiretin tarlası, burda ekip, burda kazanacağız.
Hz. Peygamber (asm) şöyle buyuruyor: "Siz nasıl bir tayı yetiştirip büyütürsünüz, ALLAH da (cc) rızası uğruna verdiğiniz bir hurmayı, Uhud Dağı kadar büyütür."
Verenler kazandı, sıra bize geldi. Kimse gücüm yok diyemez. Herkesin yapacağı bir iyilik vardır. Bir güne, bir iyilik yetmez. Bazen bir iyiliğin içinde bir ömrün sevabı gizli olabilir. Bediüzzaman Hazretleri de öyle demiyor mu?
"Hem bazen olur ki, bir tek kelime, bir tek tesbih, öyle bir saadet hazinesi açar ki, altmış sene hizmetle o açılmamış. Demek bazı hâlât oluyor ki, bir tek âyet, Kur'ân kadar fayda verebilir."
Bir iyiliğin insan hayatını tümden nasıl değiştirebileceğini Hz. Mevlânâ şu kıssayla anlatır:
"Musa Peygamberin çobanlık yaptığı sıralarda, sürüsünden bir koyun kaçtı. Hz. Musa, onun peşinden saatlerce koştu. Öyle ki, ayak tabanları şişti ve yara oldu. Gece bastırınca, koyun yoruldu ve yavaşladı, bir yerde durdu kaldı. Hz. Musa da (as) onu yakaladı. Biraz olsun öfkelenmedi. Koyunun postundaki tozu toprağı elleriyle temizledi. Başını okşadı, sırtını sıvazladı ve:
"Haydi bana acımadın, beni arkandan bu kadar koşturdun fakat; kendini ne diye bu kadar yordun?" dedi.
"Onun böyle demesi üzerine Cenâb-ı Hak meleklerine şöyle buyurdu: Musa'ya peygamberlik yakışır!"
...
İyiliği anlayan ve derinden kavrayan insanların hikâyesini bir de rahmetli Prof. Dr. Saffet Solak Hocamızdan dinleyelim:
"Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Saatler epey ilerledi ama yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan hacıanneye sıkılarak sordum: "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?" Hacıanne:
"Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz," dedi.
Merak ettim, tekrar sordum: "Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?" Hacıannenin cevabı inanılacak gibi değildi: "Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz."
...
Evet o insanlar âlim değildi belki ama, derin bir irfan sahibiydiler. Çok şeyi değil ama bir şeyi çok iyi biliyorlardı. İyiliğin gecesi, gündüzü olmaz. Küçüğü büyüğü olmaz. Bunu biliyorlardı işte. "İyilik ve takvada yardımlaşın." (Maide: 2) Kur'ân'ın bu emrini okumakla kalmıyor, yaşıyorlardı.
Son sözümüz Sinan Paşa'nın duâsı olsun:
"İlâhi! Kabul Senden, red Senden. İlâhî, şifâ Senden, dert Senden.
İlâhî! Her şeyi gülzâr ettinse ânı ittim. İlâhî! Elime her ne sundunsa ânı tuttum.
İlâhî! Gönlüm oduna her ne yaktınsa, ol tüter. İlâhî! Vücudum bağına her ne diktinse ol biter.
İlâhî! Dil verdin, zikrinden ayırma; gönül verdin fikrinden çevirme. İman verdin, daim eyle; ihsan verdin, kaim eyle."
...
alıntı
selam ve dua ile kalınız.... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
*GüLer*- VEFALI ÜYEMİZ
Geri: Bir Güne Bir İyilik Yetmez
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: KISSADAN HİSSE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN