Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 342 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 342 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ÜLFeT, ÜNSiYeT, NaZaR
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: DİNİ BİLGİLER ve İSLAMİ YAZILAR
1 sayfadaki 1 sayfası
ÜLFeT, ÜNSiYeT, NaZaR
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ülfet:
İnsanın yaşayışında bulunduğu ve alakadar olduğu yerlerdeki münasebetleriyle ..eşyanın ve mekanın onun yaşayışına elverişli hale gelmesi için duyu organlarına açılmış bir sergidir…Evine sokağına işine gömleğine kadar..hem özel tasarrufunda hem çevresindeki şeyleri benimsemekle alakalı bir his, bir tanımlama, itibatlandırmaya ait bir kuvvedir…İlişkide olduğu çevrenin kapsadığı varlıkların kabiliyeti ile kendi istidadının örtüştüğü ve ihtiyaçlarının karşındaki karşılamanın kalıplarını toparlayan bir dairedir…Ve İnsan bu his ve kabullenilmiş yatkınlığı ile tümüne alışkanlık peyda eder..Eşyanın bir kısmında İradi seçiciliği, başlangıçta faydacı tutumu ile tercihlerini kullanırken,zamanla çevresinde olan şeylerle onu bütün haline getirir. Müreccih farkında lığından nazarını kaldırır. Kendi dünyasına taşıdığı, tercih ettiği şeyleri artık fark etmek kastın da olmadığından bakar görmez bir konuma gelir…
Ne zaman o alışkanlık noktalarından bir ayrılık olsa ,o zaman onu fark eder…genelde el uzatılıp tutulan şeyler yerinde kaldıkça.. ve gözle görünenler mevkilerinde bulundukça fark edilmezler..”Ağaç, sökülmeden yeri belli olmaz” halk arasında meşhurdur… Kısaca;Hayatını kolaylaştırmakta algı ve münasebeti olan şeylerdeki uyumunu tesisetmek.. bulunduğu ortamı yabancı kalmamak için kuvvelerine takılmış bir istidattır denilebilir…
Ünsiyet ise;
Ülfet ile içinde bulunduğu dünyada ilgi alanlarının, idrak ile insani özelliklerine, fıtratına, hayattar denilebilecek şuurlu irtibattır denilebilir… Burada hem kendi istidadının münasebet tar olduğu alan..hem o alan içerinde bulunan varlıkların konumunu .. özellik olarak tanımlayan ve tanımlatan hadiseler ve hadiselere ait neticelerin hikmete çözünürlüğünün yaşamak nedenlerine kattığı.. tarifçi bir niteliktir… Benimsemek bir ülfet ise.. Benimsediğini sevmek ünsiyettir..denilebilir…Bu münasebette.,hem kişi hem ilgili olduğu şeyler arasında olan alış verişi hem kendi kabiliyeti hem ona göre ikinci derecede olan dış dünyasında olanların istidadı..irtibat şekline göre konumu belirler… Mesela güneşten bir misal versek..Ve bu misali evrende duyduğumuz işittiğimiz sesler ve gördüğümüz şeylerle genişletsek..Yıldızlardan papatyalara kadar geniş bir daireyi fikrimize misafir edersek..Fıtraten ülfetimizin..Ünsiyet algımızla bize ait neticeleri verip onlar yollarına devam ederken..biz kanaatimizi anlayışımıza almış bir şekilde..idrakimizi kabul ve hüküm defterimize yazarak o çerçeveden ömrümüzle beraber çıkarız… Yollar aynı yollardır yolcular başka…Bediüzzaman Hazretleri; Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelimeyle dört kelâm öğrendim dediği yerde, Kelimelerden maksat, mânâ-yı harfî, mânâ-yı ismî, niyet, nazar’dır. Diye söyleyerek ilgili yerde izah etmiş… Mânâ-yı ismî, bir anlamda ülfeti tanımlayan bir ibaredir… Mânâ-yı harfî ise ünsiyeti gerçek manasıyla tesis eden bir hakikattir… Niyet;Altını kömüre çevirebilirken..Kömürü de elmas yapan şuurlu bir meyildir…
Nazar ise;
Aynı ülfet ile niyet arasındaki irtibat gibi bir ilişkiyi içerir..Nasıl bakarsa öyle görür..Ya da nasıl göründüğünü anlamaya çalışan bir niyet bakışıdır… Manzara ise o nazar ve niyete göre şekillenir… Mahiyeti değişmediği halde algısı halden hale başkalık gösterir… Hayat bu manaların, yaşamak yanında mutlak var olan penceresinden görünmektedir..Dünya geliş ve gidişe kadar olan süre bu alış veriş üzerine müessestir… Ülfet ile Ünsiyet manalarına ilmin talebinde baktığımızda..Talip olunan ilim nevine göre ülfet ve ünsiyetin kalıpları da kanaati şekillendiriyor…Malumat denilen günlük yaşama ait bilgilenmekte ülfet ,otobüs durağından şehrin sokaklarına kadar bir tanımlama ile haritayı çizer..Ünsiyet bu çizgiler üzerinde algı ve farkındalıkla yürümenin hissi boyutunu ..alakadarlık dairesinin içeriğini, gelir gider fikirleri ile temin eder… Hem bilmenin malumat nevinden, olanlarına insan iştigal ettiği mesleki pozisyonuna göre de Ünsiyet eder..alışır… Ünsiyet, Mana-yı harfi boyutunda gerçeğin yaşanırlığını sevimli bir hal ile hayata sunarken..Aynı ünsiyet hissi, mana-yı isminde..eşyanın görünen yüzünde ülfet ile müptelalık olur…Sahiplerini niyet ve nazarlarıyla bakıp gördükleri alemlere göre şekillendirir..Mutluluğu tesis ettiği gibi mutsuzluğu çelişkiyi huzursuzluğu gösteren bir açıdır… İnsanın hayatında dünyevi ihtiyaçlarını karşılamakta öğrenmesi gereken, sanattan ziraata mühendislikten doktorluğa kadar olan bilmeleri, geçimini temin edeceği gibi..diğer insanlarla muhtaç olduğu çalışma alanlarının mesleki değişikliği ile de tesis edilen medeniyetin içtimai içeriğinde konumunun belirlenmesidir…Fakat felsefi bilimlerin hayatı tarif etmelerindeki kanaatleri..toplum yapılarının şekillenmesinde önemli roloynar..Mesela hayat bir mücadeledir diye yaşama yapılan bir teklif..Kuvvetlileri zulümler etmeye ..Zayıfların ise o vahşetler içinde inlemelerini temin eder…Ve Tahrip kolay olmasından onda başarılı olan zümre çoktur..ve bir birine destek olurlar..Bir araya gelmek için kolay olan bir şeyi yapmakta aralarında bir alçak bir ünsiyet ile birliktelik sağlarlar…her şeyi göründüğü kimliği ile değerlendiren bir nazar ve kendinde bir güç iktidar gören bir anlayış alemi ifsad edecek bir kabiliyettedir…Üstad Bediüzzamanın otuzuncu sözde ifade ettiği gibi; Evet,nasıl mîrî malından kırk parayı çalan bir adam, bütün hazır arkadaşlarına birer dirhem almasını kabul ile hazmedebilir; öyle de, "Kendime mâlikim" diyen adam, "Her şey kendine mâliktir" demeye ve îtikad etmeye mecburdur. Ve aynı sözün bir haşiyesinde geçen;Evet, Nemrudları, Firavunları yetiştiren ve dâyelik edip emziren eski Mısır ve Babil'in, ya sihir derecesine çıkmış veyahut hususi olduğu için etrafında sihir telâkkî edilen eski felsefeleri olduğu gibi, âliheleri eski Yunan kafasında yerleştiren ve esnâmı tevlid eden felsefe-i tabiiyebataklığıdır. Evet, tabiatın perdesi ile Allah'ın nurunu görmeyen insan, her şeye bir ulûhiyet verip, kendi başına musallat eder.Evet kainatın bir biri ile olan rabıtalarını felesefe-i tabiyye ile yok sayan bir anlayış..Ve hayata Nemrudane bir insafsız yaklaşış..Bütün o yüksek bağları kopartır.Her şeyin her şeyle bağlı bir uyum içerinde hareket ettiği bir çarka müdahale etmekle de o işleyişin ahengine mani olup tahrip eder…Yılan gibi zehirlemekten lezzet alır…Hakiki hikmetin..Hayat bir dayanışma ve yardımlaşmadır dediği yerde…Hayat her şeyi ile bir uygunluk ve mutlak bir fayda ve huzur içerisinde görünür…Güzel amaçlar burada yer alır..İnsani özellikler ortaya çıkar ve yapıcılık üretkenlik var’a, vücuda çalışır..Bu çalışmakta ise yardımlaşma ve dayanışma kaçınılmaz fıtrattır..Ünsiyet burada işlerin tanzimi ve işleyişinde kaynaştırıcı birleştirici bir manevi bir unsurdur…Ve hayat dairesi sonsuzdur..Dünyada sulhu temin ettiği gibi..İnsanların akıl ve kalplerinde ruhlarında huzuru temin eder..Çünkü yaratılış gerekçesi ve işleyiş reçetesi bu hakiki tenasüptür..Ve Hilkat gayesine münasip hareket etmektir.. Bu Ünsiyeti tesis eden ise İnsaniyet-i Kübra olan İslamiyet’tir… Evet felsefi ilimlerin hikmetsiz olan bölümünde aslında terakki yoktur..Yok denilen bir şeyin üzerinde yokun yokluğunu isbat etmeye çalışmak haddi zatında bir varı yok etmek için uğraşmaktır…Dolayısıyla var olanın yokluğuna mesai harcayan..ve mükemmellikleri hiçliğe atmak için yüksekliğini anlaşılmazlığı ile göstermek hamakatında bulunan..kopmuş bağların yerine fanteziyelerden rafyalar çeken hakikatten fukara faydadan beri varlıklarının Yaşaması için aklını kaybeden akılsız iddialarını alçak hisleri tahrik ederek hortlatmaya devam etmektedirler…Hayatı hakikatiyle tarif edemediklerinden tabilerini dehrin derelerinde boğmuşlar..Ülfet ettikleri alçaklıklara ve ünsiyet ettikleri alışkanlıklarıyla insaflarını da kaybedip, bedbaht boyunlarına yükledikleri hükümleriyle..Eski gidenlerin ardından yeni gideceklerle beraber, bir büyük mizan o kanaatleri sahipleriyle beklemektedir…Fakat Hakiki hikmet ile olan seyahatte..varlıkların ve varı var eden var’ın maksadını tanımak hayatın neden niçini anlamaya çalışmak..ve Kainatı tefsir eden Fıtrat kanunlarının Hilkat kitabı olan Kur’anın tarif ettiği hakikatin sesine kulağını vermekle elde edilen ünsiyet..Ülfet hayattarlığa ünsiyet ile de hayata kazandırır… Bilinmesi sonsuzluk kabiliyetinde olan bir ebedi manaya..hali hazır idraklerin tamam hükmüyle bakılmaz..Çünkü Sonsuzluğu anlatan sonsuzu anlatan bir marifet tamam ile hüküm altına alınamaz..Faraza olsa o sonsuzluk sonsuz olmaz…Dolayısıyla İlimlerin şahı padişahı denilen ilimlere Ülfet ile yaklaşılmaz…Belki Ünsiyetin o Sonsuz maarifte daimi genişleyen ve ortaya çıkan anlayışların nedenleriyle beraber bekaya dökülen manaları seyir ve idrak ile..O hilkatte o vücuda getirmekte o göze göstermekteki niçinler şevk ile takip etmekten ibarettir… Ülfeti, Ünsiyet-i hakikiyeye çevirecek olan mana-yı harfi denilen onların mahiyeti maneviyelerin de gösterdikleri Bani-i Hakikiyelerinin bedi’olan taarrüfünü nazarı ile müşahede etmek niyeti külliye ile mukabele-i ubudiyette bulunmaktır..Düşünmek..takdir etmek..teşekkür etmek..Yad etmek..Anmak demektir…
Aynı ülfet ile niyet arasındaki irtibat gibi bir ilişkiyi içerir..Nasıl bakarsa öyle görür..Ya da nasıl göründüğünü anlamaya çalışan bir niyet bakışıdır… Manzara ise o nazar ve niyete göre şekillenir… Mahiyeti değişmediği halde algısı halden hale başkalık gösterir… Hayat bu manaların, yaşamak yanında mutlak var olan penceresinden görünmektedir..Dünya geliş ve gidişe kadar olan süre bu alış veriş üzerine müessestir… Ülfet ile Ünsiyet manalarına ilmin talebinde baktığımızda..Talip olunan ilim nevine göre ülfet ve ünsiyetin kalıpları da kanaati şekillendiriyor…Malumat denilen günlük yaşama ait bilgilenmekte ülfet ,otobüs durağından şehrin sokaklarına kadar bir tanımlama ile haritayı çizer..Ünsiyet bu çizgiler üzerinde algı ve farkındalıkla yürümenin hissi boyutunu ..alakadarlık dairesinin içeriğini, gelir gider fikirleri ile temin eder… Hem bilmenin malumat nevinden, olanlarına insan iştigal ettiği mesleki pozisyonuna göre de Ünsiyet eder..alışır… Ünsiyet, Mana-yı harfi boyutunda gerçeğin yaşanırlığını sevimli bir hal ile hayata sunarken..Aynı ünsiyet hissi, mana-yı isminde..eşyanın görünen yüzünde ülfet ile müptelalık olur…Sahiplerini niyet ve nazarlarıyla bakıp gördükleri alemlere göre şekillendirir..Mutluluğu tesis ettiği gibi mutsuzluğu çelişkiyi huzursuzluğu gösteren bir açıdır… İnsanın hayatında dünyevi ihtiyaçlarını karşılamakta öğrenmesi gereken, sanattan ziraata mühendislikten doktorluğa kadar olan bilmeleri, geçimini temin edeceği gibi..diğer insanlarla muhtaç olduğu çalışma alanlarının mesleki değişikliği ile de tesis edilen medeniyetin içtimai içeriğinde konumunun belirlenmesidir…Fakat felsefi bilimlerin hayatı tarif etmelerindeki kanaatleri..toplum yapılarının şekillenmesinde önemli roloynar..Mesela hayat bir mücadeledir diye yaşama yapılan bir teklif..Kuvvetlileri zulümler etmeye ..Zayıfların ise o vahşetler içinde inlemelerini temin eder…Ve Tahrip kolay olmasından onda başarılı olan zümre çoktur..ve bir birine destek olurlar..Bir araya gelmek için kolay olan bir şeyi yapmakta aralarında bir alçak bir ünsiyet ile birliktelik sağlarlar…her şeyi göründüğü kimliği ile değerlendiren bir nazar ve kendinde bir güç iktidar gören bir anlayış alemi ifsad edecek bir kabiliyettedir…Üstad Bediüzzamanın otuzuncu sözde ifade ettiği gibi; Evet,nasıl mîrî malından kırk parayı çalan bir adam, bütün hazır arkadaşlarına birer dirhem almasını kabul ile hazmedebilir; öyle de, "Kendime mâlikim" diyen adam, "Her şey kendine mâliktir" demeye ve îtikad etmeye mecburdur. Ve aynı sözün bir haşiyesinde geçen;Evet, Nemrudları, Firavunları yetiştiren ve dâyelik edip emziren eski Mısır ve Babil'in, ya sihir derecesine çıkmış veyahut hususi olduğu için etrafında sihir telâkkî edilen eski felsefeleri olduğu gibi, âliheleri eski Yunan kafasında yerleştiren ve esnâmı tevlid eden felsefe-i tabiiyebataklığıdır. Evet, tabiatın perdesi ile Allah'ın nurunu görmeyen insan, her şeye bir ulûhiyet verip, kendi başına musallat eder.Evet kainatın bir biri ile olan rabıtalarını felesefe-i tabiyye ile yok sayan bir anlayış..Ve hayata Nemrudane bir insafsız yaklaşış..Bütün o yüksek bağları kopartır.Her şeyin her şeyle bağlı bir uyum içerinde hareket ettiği bir çarka müdahale etmekle de o işleyişin ahengine mani olup tahrip eder…Yılan gibi zehirlemekten lezzet alır…Hakiki hikmetin..Hayat bir dayanışma ve yardımlaşmadır dediği yerde…Hayat her şeyi ile bir uygunluk ve mutlak bir fayda ve huzur içerisinde görünür…Güzel amaçlar burada yer alır..İnsani özellikler ortaya çıkar ve yapıcılık üretkenlik var’a, vücuda çalışır..Bu çalışmakta ise yardımlaşma ve dayanışma kaçınılmaz fıtrattır..Ünsiyet burada işlerin tanzimi ve işleyişinde kaynaştırıcı birleştirici bir manevi bir unsurdur…Ve hayat dairesi sonsuzdur..Dünyada sulhu temin ettiği gibi..İnsanların akıl ve kalplerinde ruhlarında huzuru temin eder..Çünkü yaratılış gerekçesi ve işleyiş reçetesi bu hakiki tenasüptür..Ve Hilkat gayesine münasip hareket etmektir.. Bu Ünsiyeti tesis eden ise İnsaniyet-i Kübra olan İslamiyet’tir… Evet felsefi ilimlerin hikmetsiz olan bölümünde aslında terakki yoktur..Yok denilen bir şeyin üzerinde yokun yokluğunu isbat etmeye çalışmak haddi zatında bir varı yok etmek için uğraşmaktır…Dolayısıyla var olanın yokluğuna mesai harcayan..ve mükemmellikleri hiçliğe atmak için yüksekliğini anlaşılmazlığı ile göstermek hamakatında bulunan..kopmuş bağların yerine fanteziyelerden rafyalar çeken hakikatten fukara faydadan beri varlıklarının Yaşaması için aklını kaybeden akılsız iddialarını alçak hisleri tahrik ederek hortlatmaya devam etmektedirler…Hayatı hakikatiyle tarif edemediklerinden tabilerini dehrin derelerinde boğmuşlar..Ülfet ettikleri alçaklıklara ve ünsiyet ettikleri alışkanlıklarıyla insaflarını da kaybedip, bedbaht boyunlarına yükledikleri hükümleriyle..Eski gidenlerin ardından yeni gideceklerle beraber, bir büyük mizan o kanaatleri sahipleriyle beklemektedir…Fakat Hakiki hikmet ile olan seyahatte..varlıkların ve varı var eden var’ın maksadını tanımak hayatın neden niçini anlamaya çalışmak..ve Kainatı tefsir eden Fıtrat kanunlarının Hilkat kitabı olan Kur’anın tarif ettiği hakikatin sesine kulağını vermekle elde edilen ünsiyet..Ülfet hayattarlığa ünsiyet ile de hayata kazandırır… Bilinmesi sonsuzluk kabiliyetinde olan bir ebedi manaya..hali hazır idraklerin tamam hükmüyle bakılmaz..Çünkü Sonsuzluğu anlatan sonsuzu anlatan bir marifet tamam ile hüküm altına alınamaz..Faraza olsa o sonsuzluk sonsuz olmaz…Dolayısıyla İlimlerin şahı padişahı denilen ilimlere Ülfet ile yaklaşılmaz…Belki Ünsiyetin o Sonsuz maarifte daimi genişleyen ve ortaya çıkan anlayışların nedenleriyle beraber bekaya dökülen manaları seyir ve idrak ile..O hilkatte o vücuda getirmekte o göze göstermekteki niçinler şevk ile takip etmekten ibarettir… Ülfeti, Ünsiyet-i hakikiyeye çevirecek olan mana-yı harfi denilen onların mahiyeti maneviyelerin de gösterdikleri Bani-i Hakikiyelerinin bedi’olan taarrüfünü nazarı ile müşahede etmek niyeti külliye ile mukabele-i ubudiyette bulunmaktır..Düşünmek..takdir etmek..teşekkür etmek..Yad etmek..Anmak demektir…
RıZa BeRKaN- KuRuCu / YöNeTiCi
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: DİNİ BİLGİLER ve İSLAMİ YAZILAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN