Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 326 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 326 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Arıların Koruduğu Şehid Sahâbî -Âsim bin Sabit(radıyallahü anh)
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: SAHABELER :._.·´¯) :: SAHABE-İ GÜZİN/ASHÂB-I KİRAM
1 sayfadaki 1 sayfası
Arıların Koruduğu Şehid Sahâbî -Âsim bin Sabit(radıyallahü anh)
Âsim bin Sabit "radıyallahü anh" Uhud harbîne katılmıştı.
Bu harbde Resûlullahın yanından hiç ayrılmadı. Uhud'da pek çok yakınlarını kaybeden müşriklerbunun intikamını almak istiyorlardı.
İntikam maksadı ile, müşriklerin sancaktarlarını öldüren Asım bin Sabit'in kafâtasından şarap içmek için ödül koyanlar bile vardı.
Müşrikler bunun îçin, hîleli bir yola teşebbüs ettiler.
Müşrik olan Adai ve Kare kabilelerinden altı veyâ yedi kişi Medine’ye gelerek Peygamberimize “sallallahû aleyhi ve selIem”;
"Kabilelerinin zekatlarını teslim almak ve İslâmiyeti öğretmek için kendilerine Eshâbı kirâmdan bazılarını göndermesini istediler.
Asıl maksatları ise, öldürülen sancaktarlarının intikamını almak ve bir kısmını da müslümanların düşmanı Mekkeli müşriklere götürüp satmaktı.
Kureyş için de "Eshâbdan kendilerine teslim edilecek kişileri işkence ile öldürmek kadar hoşlarına gidecek bîr şey yoktur" diye düşünüyorlardı.
O günlerde, Resülullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Uhud'dan sonra Kureyş müşriklerinin ne yaptıklarını, yeni bir hücum hazırlığı içinde olup olmadıklarını araştırmak ve ona göre tedbir almak üzere;
Esbâbından bazılarını, araştırma ve istihbarat vazifesi ile Mekke'ye göndermeyi düşünüyorlardı.
Bunun için on kadar Sahâbiyi, bu işle görevlendirdi.
Bunlardan isimleri bilinenler; Mersed bin Ebî Mersed Hâlid bin Bükeyr, Âsim bin Sabit Abdullah bin Tank, Hubeyt bin Adiy, Muattib bin übeyd
Zeyd bin Desinne idi "radıyallahü anhüm ecmaîn".
Emirleri Âsım bin Sabit'ti. Bu gelenlerle birlikte yola çıkan Sahâbiler müşriklere görünmemek için gündüzleri gizlenip geceleri yol alıyorlardı.
Reci denilen yere gelince ResûlulIah'dan. Eshâbı kirâmı "radıyallahü anhumâ" istemiye gelenlerden birisi bir bahane ile ayrılıp Uhud'un intikamını almak isteyen diğer müşriklere onların bulundukları yeri haber verdi.
Eshâb-ı kirâm, düşman kabilelerinin etraflarını sarmasıyla ihanete uğradıklarını anladılar.
Etraflarını saran müşrikler kendilerine
"Eğer teslim olursanız, hiç birinizi öldürmeyeceğiz. Kesin söz veriyoruz. Vallahi sizleri öldürmek istemiyoruz." dediler.
Âsim bin Sabit, Mersed bin Ebî Mersed ve Hâlid bîn Ebî Buheyr;
"Hiç bir zaman müşriklerin ne sözlerini ne de akidlerini kabul ederiz" diyerek müşriklerin tekliflerini reddettiler.
Âsım bin Sabit "radıyallahü anh",
"Ben hiç bir zaman müşriklerin himayelerini kabul etmemeğe yemin ettim, sözüm vardır.
Vallahi kafirlerin himayelerine ve sözlerine kanarak kafirlere teslim olmam" dedi.
Ellerini açtı, 'ım! Peygamberini durumumuzdan haberdar et" diyerek dua etti.
Allah-ü Teâlâ, Hazret-i Âsim'in duasını kabul buyurdu ve Resülullah da"salIallanü aleyhi vesellem" onlardan haberdar oldu.
Âsım "radıyallahü anh" müşriklere; "Biz ölmekten korkmayız. Çünki biz, dinimizde; sebatlıyız Ölünce şehid olur, cennete gideriz" buyurdu.
Müşrikler "Ey Âsım, kendini ve arkadaşlarını zâyî etme, teslim ol" diye bağırdılar.
Âsım bin Sabit "radıyallahü anh", eğer ben sizinle çarpışmazsam anam (üzüntüsünden) aklını kaybeder diye cevap verdi.
Âsım'ın "radıyallahü anh", torbasında yedi vardı. Attığı her ok ile bir müşriki öldürdü. Oku bitince bir çok müşriği mızrağıyla delik, deşik etti.
Öyle bir an olduki, mızrağı da kırıldı. Hemen kılıcını sıyırdı ve kınını kırıp attı. (Bu, ölünceye kadar döğüşeceğim, teslim olmayacağım ma'nasına geliyordu.)
Sonra da;
"Ey Allahım! Ben bugüne kadar, senin dinine hizmet ettim. Benim vücudumu müşriklerden koruyup, hıfzetmeni niyaz ediyorum" diye dua etti
Âsım bin Sabit ile diğer eshâb'ın "radıyallahü anhüm" Allah,Allah! nidaları yeri-göğü ve dağları inletiyordu.
İkiyüz kişiye karşı on mücahid Sahâbi, öylesine çarpışıyordu ki, yanlarına yaklaşanlar, yaptıklarının cezasını buluyorlardı.
Âsım "radıyallahü anh" en sonunda, iki ayağından yaralanıp yere düştü.
Kafirler, Âsım bin Sâbit'ten o kadar korkmuşlardı ki, yere düşünce dahi yanına yaklaşamadılar ve uzaktan ok atarak şehid ettiler.
O gün orada mevcut bulanan on Sahâbiden yedisi şehid oldu ve üçü de esir edildi. Müşrikler Âsım bin Sabit'in "radıyallahü anh" başını kesmek istediler.
Fakat Allah-ü Teâlâ, Hazret-i Âsım bin Sabit'in duasını kabul buyurdu ve mübarek cesedine müşrikler el süremediler.
Allah-ü Teâlâ bîr arı sürüsü gönderdi. Arılar, bulut gibi Âsım bîn Sabit'in (radıyallahü anh) üzerinde durdular.
Hiç bir müşrik yanına yaklaşamadı. "Bırakın , akşam olunca arılar onun üzerinden dağılır, biz de başını keser alırız" dediler.
Akşam olunca, Allah-ü Teâlâ hiç yoktan bir yağmur gönderdi .Görülmemiş bir yağmur yağdı.
Sel geldi ve Âsım bin Sabit'in mübarek cesedini alıp götürdü. Çok aramalarına rağmen, cesedin nerede olduğu bulunamadı.
Bunun için müşrikler, Âsm bin Sâbit’in "radıyallahü anh." hiçbir yerini kesmeye muvaffak olamadılar.
Arıların, Âsım radıyaîlahü anh" vücudunu ". korudukları hâdisesinden bahsedildiği zaman,
Hazret-i Ömer "radıyallahü anh”;
"Allahü teâlâ elbette mü'min kulunu, muhafaza eder.
Âsim bin Sabit, sağlığında müşriklerden nasıl korundu ise Allahü teâlâ ölümünden sonra da onun cesedini muhafaza edip müşriklere dokundurmadı" buyurdu.
Bunun için Âsim bin Sabit "radıyallahü anh" "Arıların koruduğu sahâbî” diye anılırdı.
dinimizislam
Bu harbde Resûlullahın yanından hiç ayrılmadı. Uhud'da pek çok yakınlarını kaybeden müşriklerbunun intikamını almak istiyorlardı.
İntikam maksadı ile, müşriklerin sancaktarlarını öldüren Asım bin Sabit'in kafâtasından şarap içmek için ödül koyanlar bile vardı.
Müşrikler bunun îçin, hîleli bir yola teşebbüs ettiler.
Müşrik olan Adai ve Kare kabilelerinden altı veyâ yedi kişi Medine’ye gelerek Peygamberimize “sallallahû aleyhi ve selIem”;
"Kabilelerinin zekatlarını teslim almak ve İslâmiyeti öğretmek için kendilerine Eshâbı kirâmdan bazılarını göndermesini istediler.
Asıl maksatları ise, öldürülen sancaktarlarının intikamını almak ve bir kısmını da müslümanların düşmanı Mekkeli müşriklere götürüp satmaktı.
Kureyş için de "Eshâbdan kendilerine teslim edilecek kişileri işkence ile öldürmek kadar hoşlarına gidecek bîr şey yoktur" diye düşünüyorlardı.
O günlerde, Resülullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Uhud'dan sonra Kureyş müşriklerinin ne yaptıklarını, yeni bir hücum hazırlığı içinde olup olmadıklarını araştırmak ve ona göre tedbir almak üzere;
Esbâbından bazılarını, araştırma ve istihbarat vazifesi ile Mekke'ye göndermeyi düşünüyorlardı.
Bunun için on kadar Sahâbiyi, bu işle görevlendirdi.
Bunlardan isimleri bilinenler; Mersed bin Ebî Mersed Hâlid bin Bükeyr, Âsim bin Sabit Abdullah bin Tank, Hubeyt bin Adiy, Muattib bin übeyd
Zeyd bin Desinne idi "radıyallahü anhüm ecmaîn".
Emirleri Âsım bin Sabit'ti. Bu gelenlerle birlikte yola çıkan Sahâbiler müşriklere görünmemek için gündüzleri gizlenip geceleri yol alıyorlardı.
Reci denilen yere gelince ResûlulIah'dan. Eshâbı kirâmı "radıyallahü anhumâ" istemiye gelenlerden birisi bir bahane ile ayrılıp Uhud'un intikamını almak isteyen diğer müşriklere onların bulundukları yeri haber verdi.
Eshâb-ı kirâm, düşman kabilelerinin etraflarını sarmasıyla ihanete uğradıklarını anladılar.
Etraflarını saran müşrikler kendilerine
"Eğer teslim olursanız, hiç birinizi öldürmeyeceğiz. Kesin söz veriyoruz. Vallahi sizleri öldürmek istemiyoruz." dediler.
Âsim bin Sabit, Mersed bin Ebî Mersed ve Hâlid bîn Ebî Buheyr;
"Hiç bir zaman müşriklerin ne sözlerini ne de akidlerini kabul ederiz" diyerek müşriklerin tekliflerini reddettiler.
Âsım bin Sabit "radıyallahü anh",
"Ben hiç bir zaman müşriklerin himayelerini kabul etmemeğe yemin ettim, sözüm vardır.
Vallahi kafirlerin himayelerine ve sözlerine kanarak kafirlere teslim olmam" dedi.
Ellerini açtı, 'ım! Peygamberini durumumuzdan haberdar et" diyerek dua etti.
Allah-ü Teâlâ, Hazret-i Âsim'in duasını kabul buyurdu ve Resülullah da"salIallanü aleyhi vesellem" onlardan haberdar oldu.
Âsım "radıyallahü anh" müşriklere; "Biz ölmekten korkmayız. Çünki biz, dinimizde; sebatlıyız Ölünce şehid olur, cennete gideriz" buyurdu.
Müşrikler "Ey Âsım, kendini ve arkadaşlarını zâyî etme, teslim ol" diye bağırdılar.
Âsım bin Sabit "radıyallahü anh", eğer ben sizinle çarpışmazsam anam (üzüntüsünden) aklını kaybeder diye cevap verdi.
Âsım'ın "radıyallahü anh", torbasında yedi vardı. Attığı her ok ile bir müşriki öldürdü. Oku bitince bir çok müşriği mızrağıyla delik, deşik etti.
Öyle bir an olduki, mızrağı da kırıldı. Hemen kılıcını sıyırdı ve kınını kırıp attı. (Bu, ölünceye kadar döğüşeceğim, teslim olmayacağım ma'nasına geliyordu.)
Sonra da;
"Ey Allahım! Ben bugüne kadar, senin dinine hizmet ettim. Benim vücudumu müşriklerden koruyup, hıfzetmeni niyaz ediyorum" diye dua etti
Âsım bin Sabit ile diğer eshâb'ın "radıyallahü anhüm" Allah,Allah! nidaları yeri-göğü ve dağları inletiyordu.
İkiyüz kişiye karşı on mücahid Sahâbi, öylesine çarpışıyordu ki, yanlarına yaklaşanlar, yaptıklarının cezasını buluyorlardı.
Âsım "radıyallahü anh" en sonunda, iki ayağından yaralanıp yere düştü.
Kafirler, Âsım bin Sâbit'ten o kadar korkmuşlardı ki, yere düşünce dahi yanına yaklaşamadılar ve uzaktan ok atarak şehid ettiler.
O gün orada mevcut bulanan on Sahâbiden yedisi şehid oldu ve üçü de esir edildi. Müşrikler Âsım bin Sabit'in "radıyallahü anh" başını kesmek istediler.
Fakat Allah-ü Teâlâ, Hazret-i Âsım bin Sabit'in duasını kabul buyurdu ve mübarek cesedine müşrikler el süremediler.
Allah-ü Teâlâ bîr arı sürüsü gönderdi. Arılar, bulut gibi Âsım bîn Sabit'in (radıyallahü anh) üzerinde durdular.
Hiç bir müşrik yanına yaklaşamadı. "Bırakın , akşam olunca arılar onun üzerinden dağılır, biz de başını keser alırız" dediler.
Akşam olunca, Allah-ü Teâlâ hiç yoktan bir yağmur gönderdi .Görülmemiş bir yağmur yağdı.
Sel geldi ve Âsım bin Sabit'in mübarek cesedini alıp götürdü. Çok aramalarına rağmen, cesedin nerede olduğu bulunamadı.
Bunun için müşrikler, Âsm bin Sâbit’in "radıyallahü anh." hiçbir yerini kesmeye muvaffak olamadılar.
Arıların, Âsım radıyaîlahü anh" vücudunu ". korudukları hâdisesinden bahsedildiği zaman,
Hazret-i Ömer "radıyallahü anh”;
"Allahü teâlâ elbette mü'min kulunu, muhafaza eder.
Âsim bin Sabit, sağlığında müşriklerden nasıl korundu ise Allahü teâlâ ölümünden sonra da onun cesedini muhafaza edip müşriklere dokundurmadı" buyurdu.
Bunun için Âsim bin Sabit "radıyallahü anh" "Arıların koruduğu sahâbî” diye anılırdı.
dinimizislam
En son *RüveYde* tarafından 16.02.10 11:38 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: Arıların Koruduğu Şehid Sahâbî -Âsim bin Sabit(radıyallahü anh)
Resulün huzuruna gelen elçi heyeti,
Dediler ki: (Biz artık seçtik islamiyet�i.
Ve lakin islamiyet nedir, hiç bilmiyoruz.
Bize muallim gönder, çok rica ediyoruz.)
Eshap�tan on kişiyi ayırarak o Server,
Gönderdi bu iş için, o heyetle beraber.
Lakin o kâfirlerin, yalandı bu sözleri.
Maksat, öldürmek idi gelen sahabileri.
Eshap, halis niyetle giderlerken nihayet,
Kâfirler pusu kurup, eylediler ihanet.
Onlar, Reci suyunun yanındaki bir dağda,
Gizlenmek gayesiyle bulundukları anda,
Birden ikiyüz kâfir peyda olup o zaman,
O dağın etrafını sardılar dört bir yandan.
Önce seslendiler ki: (Gelip teslim olunuz!
Aksi halde bilin ki, ölüm olur sonunuz.)
Asım bin Sabit ise, hiç de aldırmayarak,
Önce bir ok fırlattı, buna cevap olarak.
Sonra da seslendi ki: (Ey kâfirler, duyunuz!
Siz, Eshab-ı Resulü ne zannediyorsunuz?
Biz, asla çekinmeyiz savaşmaktan ve cenkten.
Hatta şeref duyarız, din için can vermekten.)
Yedi var idi, atıp peşi peşine.
Gönderdi yedisini, Cehennem ateşine.
Peşinden mızrağını havaya kaldırarak,
Öldürdü birçoğunu, şiddetle fırlatarak.
Sonra da kılıcını, çekip kırdı kınını.
Saldırıp, kâfirlerden öldürdü bir kısmını.
Uğraşırdı küffar da, onu öldürmek için.
Zira yüz deve vardı akabinde bu işin.
Çünkü onun başını getirecek kimseye,
Yüz deve vadetmişti müşriklerden bir kimse.
Hazret-i Asım ise, dua etti ki hemen:
(Ya Rabbi, vücudumu hıfz et bu kâfirlerden.
Ben, senin rızan için sahip çıktım dinime.
Sen dahi dokundurma onları bedenime.)
İhanete uğrayan bu on mesut sahabi,
Kılıçları sıyırıp, dövüştü arslan gibi.
Sonunda, sekizine nasib oldu şehadet.
Asım bin Sabit dahi, şehid oldu nihayet.
Kâfirler, öldüğünü görünce bu kişinin,
Koşuştular yanına, başını kesmek için.
Lakin bir şey oldu ki, gözlerinin önünde,
Hiçbiri, böyle bir şey görmemişti ömründe.
Gönderdi Hak teâlâ, bir arı sürüsünü.
Bulut gibi örttüler, cesedinin üstünü.
Arılardan, yanına hiç yanaşamadılar.
Bu sebeple başını kesip alamadılar.
Sonunda dediler ki: (Akşamı bekleyelim.
Arılar dağılsın da, öyle gelip keselim.)
Lakin akşam olunca, sel gelip birdenbire,
Mübarek bedenini, götürdü başka yere.
Çok aradılarsa da o dağın her yerini,
Asla bulamadılar mübarek bedenini.
A.UYAN
Dediler ki: (Biz artık seçtik islamiyet�i.
Ve lakin islamiyet nedir, hiç bilmiyoruz.
Bize muallim gönder, çok rica ediyoruz.)
Eshap�tan on kişiyi ayırarak o Server,
Gönderdi bu iş için, o heyetle beraber.
Lakin o kâfirlerin, yalandı bu sözleri.
Maksat, öldürmek idi gelen sahabileri.
Eshap, halis niyetle giderlerken nihayet,
Kâfirler pusu kurup, eylediler ihanet.
Onlar, Reci suyunun yanındaki bir dağda,
Gizlenmek gayesiyle bulundukları anda,
Birden ikiyüz kâfir peyda olup o zaman,
O dağın etrafını sardılar dört bir yandan.
Önce seslendiler ki: (Gelip teslim olunuz!
Aksi halde bilin ki, ölüm olur sonunuz.)
Asım bin Sabit ise, hiç de aldırmayarak,
Önce bir ok fırlattı, buna cevap olarak.
Sonra da seslendi ki: (Ey kâfirler, duyunuz!
Siz, Eshab-ı Resulü ne zannediyorsunuz?
Biz, asla çekinmeyiz savaşmaktan ve cenkten.
Hatta şeref duyarız, din için can vermekten.)
Yedi var idi, atıp peşi peşine.
Gönderdi yedisini, Cehennem ateşine.
Peşinden mızrağını havaya kaldırarak,
Öldürdü birçoğunu, şiddetle fırlatarak.
Sonra da kılıcını, çekip kırdı kınını.
Saldırıp, kâfirlerden öldürdü bir kısmını.
Uğraşırdı küffar da, onu öldürmek için.
Zira yüz deve vardı akabinde bu işin.
Çünkü onun başını getirecek kimseye,
Yüz deve vadetmişti müşriklerden bir kimse.
Hazret-i Asım ise, dua etti ki hemen:
(Ya Rabbi, vücudumu hıfz et bu kâfirlerden.
Ben, senin rızan için sahip çıktım dinime.
Sen dahi dokundurma onları bedenime.)
İhanete uğrayan bu on mesut sahabi,
Kılıçları sıyırıp, dövüştü arslan gibi.
Sonunda, sekizine nasib oldu şehadet.
Asım bin Sabit dahi, şehid oldu nihayet.
Kâfirler, öldüğünü görünce bu kişinin,
Koşuştular yanına, başını kesmek için.
Lakin bir şey oldu ki, gözlerinin önünde,
Hiçbiri, böyle bir şey görmemişti ömründe.
Gönderdi Hak teâlâ, bir arı sürüsünü.
Bulut gibi örttüler, cesedinin üstünü.
Arılardan, yanına hiç yanaşamadılar.
Bu sebeple başını kesip alamadılar.
Sonunda dediler ki: (Akşamı bekleyelim.
Arılar dağılsın da, öyle gelip keselim.)
Lakin akşam olunca, sel gelip birdenbire,
Mübarek bedenini, götürdü başka yere.
Çok aradılarsa da o dağın her yerini,
Asla bulamadılar mübarek bedenini.
A.UYAN
belinay- SÜPER MODERATÖR
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: SAHABELER :._.·´¯) :: SAHABE-İ GÜZİN/ASHÂB-I KİRAM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN