Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 190 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 190 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
TEFEKKÜRÜ SORGULAYALIM
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: FİKİR ATLASI :._.·´¯) :: TEFEKKÜR AYNASI
1 sayfadaki 1 sayfası
TEFEKKÜRÜ SORGULAYALIM
"Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır." mealinde bir hadis var. Tefekkürün metodu, yolu veya usûlü nasıldır? Belli bir vird veya zikri var mıdır? Tefekküre sevk eden âyetler ve sessizce yapılan dualar tefekkür yerine geçer mi?
Her şeyden önce şunu ifade etmek gerekir ki, hadis kriterleri açısından bu hadis zayıftır. Ancak bu mânâyı ifade eden Kur'ân-ı Kerim'de şöyle bir âyet var: "Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, tefekkür eden insanlar için elbette birçok ibretler (ve dersler) vardır."[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadislerinde "Kim bu âyeti okuyup da tefekkür etmezse ona yazıklar olsun!" buyurarak tefekkür etmenin önemi üzerinde durur. Ayrıca Ümmü Seleme ve başka bir rivayette ise Âişe Validelerimiz, bu âyet nazil olduğu zaman veya bu âyeti okurken Efendimiz'in ağladığını naklederler.
Tefekkürün mü'minin hayatında çok önemli bir yeri vardır. Ancak bunun için tefekkürün ne demek olduğunu bilmek gerekir. Tefekkür evvelâ bir ilk ve ön bilgiye dayanır. Âmice ve cahilane tefekkürler, kuru birer tahayyüldür ve zamanla bıkkınlık hâsıl eder, daha sonra da insan onu anlamsız görmeye başlar. Bu sebeple insanın evvelâ tefekkür edecek mevzuu bilmesi, yani onun önceden belli bir malumatının olması gerekir.
Ayların ve yıldızların dönüşünü, onların insanla münasebetini.. insanı teşkil eden zerrelerin deveran ve cereyanını bilmek, tefekkür adına bir adımdır ama ayın ve güneşin harekâtına bakıp kâinatın baş döndürücü güzellikleri karşısında şairane ilhamlarla coşmak tefekkür değildir. Bu şekilde düşünen, hayallere dalan mâlul, yalnız ve garip bir sürü natüralist şair vardır. Onlar, mütefekkir değil, içlerini ve kalblerini kaybetmiş, gönüllerini Mefisto'ya kaptırmış hayalperestlerdir.
Bunlar da bazen düşünüp kâinatın güzelliklerinden bahsedebilirler. Dünyevî güzellikler onların ifadelerinde öyle destanlaştırılır ki, onların bu beyanları karşısında insan, Cennet'in güzelliklerini duyuyor, dinliyor gibi olur. Bazen suların şakır şakır akması, yağmurun şıpır şıpır yağması, ağaçların hemhemesi, kuşların demdemesi hakkında öyle destan tuttururlar ki, insan kendisini cennetlerin ortasında zanneder. Ancak bütün bunlar tefekkür olmadığı gibi kalbî ve ruhî hayat adına da hiçbir şey vaad etmezler. Bunlar, hiçbir adım ileriye gidememiş ve tenteneli perdenin verâsına geçmemiştirler. İşte bu tefekkürün hiçbir faydası yoktur. Ne kadar derin hülyalara dalınırsa dalınsın böyle bir tefekkürün insana bir şey kazandırmadığı bir vâkıadır.
Yukarıda da ifade edildiği gibi tefekkür etmek için evvelâ icmalî bir malumatın olması şarttır. İnsanlık, hâlihazırdaki ulaştığı ilim itibarıyla, bu ilk bilgi sayesinde yeni terkipler, yeni tahliller yapacak, onlar üzerinde derinleşecek ve daha değişik hükümlere varacaktır. Vardığı bu hükümleri de, ileride varacağı daha başka hükümler için mukaddime yaparak bundan yeni yeni neticeler çıkaracak, çıkarıp tefekküründe derinleşecek, tek buudlu tefekkürünü çok buudlu yapacak ve muzaaf tefekküre ulaşacaktır. Bütün bunlarsa, malumattar olmaya vâbestedir. Malumatsız insanın tefekkür etmesine imkân yoktur. Bunun için bol bol kitap okuma çok önemlidir. Daha sonra ise tefekkür yolunun ve usûlünün öğrenilmesi ve son olarak da şeriat-ı fıtriyenin ve âyât-ı tekvîniyenin mütalâa edilmesi gerekir ki, sabit ve sağlam düşünebilme imkânı doğsun.
İnsan, bir saat sağlam tefekkür ederse, o insanda erkan-ı imaniye (iman esasları) inkişaf eder. Daha sonra o insan, Allah'ı sever ve kalbinde derin bir muhabbet-i ilâhiye belirir, derken zevk‑i ruhaniyeye ulaşır ve ötelere doğru kanatlanır gibi olur.
İşte böyle bir tefekkürle bazen insan gider, bin sene ibadet yapıp da ancak bu türlü bir tefekkürden mahrum kimselerin varabildiği ufka varır. Böyle bir anlayış ve şuur içinde, Rabbine teveccüh etmeyen biri, bin sene bir yerde dursa da düşünüp derinleşemediğinden katettiği mesafe bir saat tefekkürle kazanılan mesafeye müsavi gelmeyecektir. Ancak bu, onun bin sene yaptığı ibadetin boşa gittiği şeklinde de kesinlikle anlaşılmamalıdır. Zira Allah karşısında ne bir rükû, ne bir secde, ne bir kavame, ne de bir celse boşa gider. "Zerre ağırlığınca hayır yapan onu bulur. Zerre ağırlığınca şer yapan da onu bulur."[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] âyet-i kerimesinin ifadesiyle, herkes kazancına göre bir kısım şeylere mazhar olur. İbadetlerini yerine getiren bir insan, vazife-i ubûdiyetini eda etmiş olur, ne var ki o, tefekkürden hâsıl olan derinliği elde edemez. İşte bu mânâdaki tefekkür, bin sene ibadete mukabil demektir.
Belli vird ve zikirler de, insanın tefekkürünü geliştirir. Ancak bu vird ve zikirlerin Türkçemize yeterince intikal edip etmediğini bilemiyorum. Bugün Efendimiz'e (sallallâhu aleyhi ve sellem) ait bir kısım me'sûrâtın kolu kanadı kırık tercümeleri bulunsa da, selefin tefekkürünün esası sayılan evrâd ü ezkâr, dua ve münacatlarının, tefekküre esas mülâhazalarının dilimize kazandırılıp kazandırılmadığını bilemiyorum. Ancak Arapça metinlere bakanlar bile, onlarda insanı tefekküre götürecek pek çok ifadenin olduğunu göreceklerdir. Yine o metinlere şöyle bir göz gezdirenler, Şazilî gibi, kâinatın zerratıyla Allah'ı tesbih eden insanlarla karşılaşacak, Şâh-ı Geylânî gibi kâinatın zerratını ve daha küçük parçacıkları, tesbih daneleri gibi değerlendirdikleri ile karşı karşıya kalacak ve asla onları okumaya doyamayacaklardır. Arapça'yı bilenler bunlardan belki daha derince istifade edebilir. Ancak bilmeyenlerin de bunlardan duyup hissedeceği çok şey vardır.
İşte bu şekilde herkes vird ve zikirle tefekkür yönlerini genişletmiş, Cenâb-ı Hak'la münasebetlerini kuvvetlendirmiş olur. Kim bilir, bu sayede belki onların bize vereceği heyecanla, biz de kendimizi yenilemeye muvaffak oluruz. Allah, içimizi, dışımızı ıslah etsin!
Soruda son olarak "Tefekküre sevk eden âyetler ve sessizce yapılan dualar tefekkür yerine geçer mi?" deniliyor. Bu tür ifadelerin mânâsı anlaşılmıyorsa sevap olur ama tefekkür olmaz. Zira tefekkür, fikretmeden gelir ve dünkü vak'alarla yeni vak'aları bir araya getirme, terkipler yapma ve çok defa bir şeyin sebebi ile neticesi arasında münasebet kurma demektir. Allah ile münasebetlerimizi perçinleştirme ise bunun en önemli semeresidir. Buna götürmeyen evrâd ü ezkâr da olsa, Kur'ân-ı Kerim de olsa, hatta o Kur'ân'ı bizzat Cibril'in ağzından da dinlesek sevap olur fakat tefekkür olmaz. Tefekkür olabilmesi kafayı yormaya, üzerinde durmaya, ciddî araştırmaya, Rabbimiz'le münasebetimizi derinleştirmeye ve kuvvetlendirmeye bağlıdır.
Günümüzde en kıt ve en az olan şey de işte böyle tefekkürdür. Bu itibarla, mü'minlerin tefekkür noktasında yaya olduğu söylense mübalâğa yapılmış olmaz.
M.FETHULLAH GÜLEN
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: FİKİR ATLASI :._.·´¯) :: TEFEKKÜR AYNASI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN