Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 54 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 54 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ŞAH-I GEYLAN ve birkaç inci
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
ŞAH-I GEYLAN ve birkaç inci
Şah-ı Geylan ve Bir Kaç İnci
Geylan bugünkü İran'da bir bölge, Şah-ı Geylan da Geylan bölgesinin şahı Abdülkadir-i Geylani Hazretleri. Kendisi 1077 yılında Geylan’da doğmuş ve 1116 yılında Bağdatta vefat etmiş; kabri halen Bağdat'ta bulunuyor. Hakkında bir ittifak olmasa da alimler Hazretin ana tarafından Hazreti Hüseyin, baba tarafından da Hazreti Hasan’a bağlandığını söylüyorlar: yani bu devlet hem seyyid, hem de şerif. Ebeveynini bize şöyle tarif ediyor: “Babam gücünün yettiğince dünyaya karşı zahid yaşadı; annem de bu konuda ona muvafakat etti. Her ikisi de salih, ehli diyanet ve şefkat ehli idi. Her ne hayrım, her ne sahib olduğum nimetim varsa onlara helal olsun!”
Bu güzel insan ilk eğitimini memleketi Geylan’da almış; sonra her salih insanın kaderinde olduğu gibi ona da hicret görünmüş ve Bağdat’a varmış. Burada bilumum ulemadan fıkıh, hadis ve edebiyat tahsil etmiş. Fıkıhta Hanbeli mezhebini tercih etmiş amma hem Hanbeli hem de Şafii mezhebinde fetva verecek keratta bir ilme ve fıkha haizmiş. Zahiri ilimlerle bu derin meşgalenin ardından kendini riyazet ve mücahedeye vermiş. Öyle ki kaynaklar aralıklı da olsa Geylani Hazretlerinin tam 25 yılını orada-burada, viranelik ve sahrada geçirdiğini söylüyor: yani tam bir uzlet: Büyük yalnız ile büyük bir yalnızlık.
O günlerdeki ilk ve belki de evvel-ahir en güzel duam dediği duasını anlatıyor bize:
“Yine bir gün ruhum daralmıştı. Adeta darlıktan inliyordum. Bir ses işittim:
Bu güzel insan ilk eğitimini memleketi Geylan’da almış; sonra her salih insanın kaderinde olduğu gibi ona da hicret görünmüş ve Bağdat’a varmış. Burada bilumum ulemadan fıkıh, hadis ve edebiyat tahsil etmiş. Fıkıhta Hanbeli mezhebini tercih etmiş amma hem Hanbeli hem de Şafii mezhebinde fetva verecek keratta bir ilme ve fıkha haizmiş. Zahiri ilimlerle bu derin meşgalenin ardından kendini riyazet ve mücahedeye vermiş. Öyle ki kaynaklar aralıklı da olsa Geylani Hazretlerinin tam 25 yılını orada-burada, viranelik ve sahrada geçirdiğini söylüyor: yani tam bir uzlet: Büyük yalnız ile büyük bir yalnızlık.
O günlerdeki ilk ve belki de evvel-ahir en güzel duam dediği duasını anlatıyor bize:
“Yine bir gün ruhum daralmıştı. Adeta darlıktan inliyordum. Bir ses işittim:
- Ne istiyorsun?
- Hayatı olmayan ölüm, ölümü olmayan hayat…
- Nedir o hayatı olmayan ölüm, ölümü olmayan hayat?
- Hayatı olmayan ölüm halktan ve kendimden geçmem; onlarda yeniden hayat bulmayacak şekilde bu arzu ve heveslerimde ölmemdir. Ölümü olmayan hayata gelince o da Rabbimin emir ve fiilleri ile dirilmemdir ki, böyle bir hayatta ölüm beni asla bulamaz.
İşte aklımın erdiği günden bu yana sahip olduğum en güzel istek!”
Anlatılıyor ki Geylani Hazretleri işte bu uzun ve meşakkatli, ama bir o kadar da bereketli mücahedenin ardından vaazlarına başlıyor. İlk vaazları belki çok itibar görmüyor; ama bir zaman geliyorki halk, Hak ile bu derin irtibata malik sesi kavrıyor ve meclisleri lebaleb dolmaya başlıyor. Sadece Müslümanlar değil, Hristiyanlar da vaazlarına iştirak edip müstefid oluyor.
İşte o vaazlardan (Fütüh-ul Gayb) hususi ile de Kuran’la alakadar bir kaç inci:
Anlatılıyor ki Geylani Hazretleri işte bu uzun ve meşakkatli, ama bir o kadar da bereketli mücahedenin ardından vaazlarına başlıyor. İlk vaazları belki çok itibar görmüyor; ama bir zaman geliyorki halk, Hak ile bu derin irtibata malik sesi kavrıyor ve meclisleri lebaleb dolmaya başlıyor. Sadece Müslümanlar değil, Hristiyanlar da vaazlarına iştirak edip müstefid oluyor.
İşte o vaazlardan (Fütüh-ul Gayb) hususi ile de Kuran’la alakadar bir kaç inci:
ŞİRK
- “.. Artık kim Rabbine ahirette kavuşacağını umuyorsa makbul ve güzel işler işlesin ve sakın Rabbine ibadetinde hiç bir şeyi Ona şirk koşmasın.” 18-110.
Şirk yanlız puta tapmak değildir. Şahsi arzularına tabi olman, kendinde tesir görmen de bir nevi şirktir, putperestliktir.
Dünyayı ve içindekileri, hatta ahireti ve içindekileri seni yaratanın sevgisi önüne geçirirsen yine şirke girmiş olursun. Sen gel Allah’ın irade ve talepleri dışında bir şey isteme!
Kendini hiçbir hal ve makama sahip görme; eğer gerçekten Allah seni bir makama getirirse de onu geri tepme. O makama eriştirildikten sonra da başkasına göz dikme; çünki Allah seni nereye getirdiyse orayı senin için seçmiş demektir. Şayet bu sahip olduğun hal bir gün gider yerine bir başkası gelirse üzülme; zira onda da bilmediğin nice nimetler gizlidir. Onda ilim vardır, onda irfan vardır, onda terbiye vardır, onda uyanıklığının artması vardır…
Hem görmez misin şanı yüce Nebiyi: “Biz, daha hayırlısını veya benzerini göndermedikçe, herhangi bir ayetin hükmünü nesh etmez ya da ertelemeyiz. Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?” 2-106 ayetince O’na inen bir kısım ayetler sonradan değiştirildi, dillerde okunan, mushaflarda yazılan bazı ayet-i kerimeler kaldırıldı da O’nda birazcık olsun bir şikayet emaresi görülmedi. Kaldı ki Allah bir aldığını bir diğeri ile değiştirdi, ya da daha iyisini verdi.
Bir de şu ayete kulak ver: “Hoşlanmasanız da savaş size farz kılındı. Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur. Olur da sevip arzu ettiğiniz bir şey de sizin için şerli olur. Gerçeği Allah bilir, siz bilmezsiniz.” 2-216
Öyle ise herhangi bir şeyi kendi hissiyat ve kriterlerine göre iyi ya da kötü sayıp uygunsuz bir yola sapma!
Dünyayı ve içindekileri, hatta ahireti ve içindekileri seni yaratanın sevgisi önüne geçirirsen yine şirke girmiş olursun. Sen gel Allah’ın irade ve talepleri dışında bir şey isteme!
Kendini hiçbir hal ve makama sahip görme; eğer gerçekten Allah seni bir makama getirirse de onu geri tepme. O makama eriştirildikten sonra da başkasına göz dikme; çünki Allah seni nereye getirdiyse orayı senin için seçmiş demektir. Şayet bu sahip olduğun hal bir gün gider yerine bir başkası gelirse üzülme; zira onda da bilmediğin nice nimetler gizlidir. Onda ilim vardır, onda irfan vardır, onda terbiye vardır, onda uyanıklığının artması vardır…
Hem görmez misin şanı yüce Nebiyi: “Biz, daha hayırlısını veya benzerini göndermedikçe, herhangi bir ayetin hükmünü nesh etmez ya da ertelemeyiz. Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?” 2-106 ayetince O’na inen bir kısım ayetler sonradan değiştirildi, dillerde okunan, mushaflarda yazılan bazı ayet-i kerimeler kaldırıldı da O’nda birazcık olsun bir şikayet emaresi görülmedi. Kaldı ki Allah bir aldığını bir diğeri ile değiştirdi, ya da daha iyisini verdi.
Bir de şu ayete kulak ver: “Hoşlanmasanız da savaş size farz kılındı. Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur. Olur da sevip arzu ettiğiniz bir şey de sizin için şerli olur. Gerçeği Allah bilir, siz bilmezsiniz.” 2-216
Öyle ise herhangi bir şeyi kendi hissiyat ve kriterlerine göre iyi ya da kötü sayıp uygunsuz bir yola sapma!
YUSUFLUĞA YOLCULUK
Yüzünden edep, kanaat ve namus perdesini sakın aralama; aksi taktirde Halkın elinde rüsvay olursun!
Her daim Hak ile meşgul ol; eğer böyle olursan benliğin ölür, şahsi arzuların söner. Benlik davasından kurtul; o zaman herkesin iyiliğini düşünür, dünya ve ahiret sevgisinden kurtulursun. Sonra ruhunda sonsuz bir huzur bulur, Hakkın iradesini görürsün. Kalbin Hak ve hikmetle dolar; zulmet gider, nura gark olursun.
Daima Hakkı gözet ki kalbinde yalnız Allah sevgisi yaşasın. Böylelikle kalbinde başkasına yer kalmaz. Derken sende tevhit, azamet ve ceberut nurları belirir ve böylelikle ruhundan her türlü aşağılık duyguyu söker atarsın!
Sonra kalbindeki Hak ölçüsü gitgide belirir ve bu ölçü vasıtası ile her şeyi Hakk'ın rızasına uygun yapar hale gelirsin. Ardından halk kalkar sana gelir, senden nur alır. Sana uyar, doğruyu bulur. Seni ister, maddi-manevi bataklıklardan kurtulur. Sen bütün bu itibara rağmen kulluktan şaşmaz, ibadet makamını aşmazsın. Onlardan alacağını alır, bırakacağını da bırakırsın.
İşte burası Hazreti Yusuf'un makamıdır: “İşte böylece biz Yusuf’un yerini sağlamlaştırdık, ona imkan verdik.” 12-21
Artık o dilediğini yapar olmuştur: “Böylece biz Yusuf’a Mısır’da iktidar verdik. Nerede isterse orada makam tutar, dilediği şekilde yönetirdi. Biz lütfumuzu dilediğimiz kişilere ulaştırır ve güzel hareket edenlerin ücretlerini asla zayi etmeyiz.” 12-56
Hem korunur, hem de gözetilir olmuştur: “Doğrusu, hanım ona sahip olmayı iyice aklına koymuş ve buna yeltenmişti de. Eğer Rabbinin bürhanını görmeseydi o da kadına meyledecekti. İşte böylelikle Biz fenalığı ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için bürhanımızı gösderdik. Çünki o, Bizim tam ihlasa erdirdiğimiz kullardandı.” 12-24
Hasılı iyi düşün, iyi belle: Rabbin Yusuf’u seni eğlendirmek, hoşça vakit geçirtmek için anlatmadı. Bir yol var, takip et! Sen de Yusuf ol! Yusuf'a gelen müjdelere sen de muhatab ol!
Her daim Hak ile meşgul ol; eğer böyle olursan benliğin ölür, şahsi arzuların söner. Benlik davasından kurtul; o zaman herkesin iyiliğini düşünür, dünya ve ahiret sevgisinden kurtulursun. Sonra ruhunda sonsuz bir huzur bulur, Hakkın iradesini görürsün. Kalbin Hak ve hikmetle dolar; zulmet gider, nura gark olursun.
Daima Hakkı gözet ki kalbinde yalnız Allah sevgisi yaşasın. Böylelikle kalbinde başkasına yer kalmaz. Derken sende tevhit, azamet ve ceberut nurları belirir ve böylelikle ruhundan her türlü aşağılık duyguyu söker atarsın!
Sonra kalbindeki Hak ölçüsü gitgide belirir ve bu ölçü vasıtası ile her şeyi Hakk'ın rızasına uygun yapar hale gelirsin. Ardından halk kalkar sana gelir, senden nur alır. Sana uyar, doğruyu bulur. Seni ister, maddi-manevi bataklıklardan kurtulur. Sen bütün bu itibara rağmen kulluktan şaşmaz, ibadet makamını aşmazsın. Onlardan alacağını alır, bırakacağını da bırakırsın.
İşte burası Hazreti Yusuf'un makamıdır: “İşte böylece biz Yusuf’un yerini sağlamlaştırdık, ona imkan verdik.” 12-21
Artık o dilediğini yapar olmuştur: “Böylece biz Yusuf’a Mısır’da iktidar verdik. Nerede isterse orada makam tutar, dilediği şekilde yönetirdi. Biz lütfumuzu dilediğimiz kişilere ulaştırır ve güzel hareket edenlerin ücretlerini asla zayi etmeyiz.” 12-56
Hem korunur, hem de gözetilir olmuştur: “Doğrusu, hanım ona sahip olmayı iyice aklına koymuş ve buna yeltenmişti de. Eğer Rabbinin bürhanını görmeseydi o da kadına meyledecekti. İşte böylelikle Biz fenalığı ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için bürhanımızı gösderdik. Çünki o, Bizim tam ihlasa erdirdiğimiz kullardandı.” 12-24
Hasılı iyi düşün, iyi belle: Rabbin Yusuf’u seni eğlendirmek, hoşça vakit geçirtmek için anlatmadı. Bir yol var, takip et! Sen de Yusuf ol! Yusuf'a gelen müjdelere sen de muhatab ol!
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN