Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 208 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 208 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
BARLA'DA YALNIZ BİR ADAM
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
BARLA'DA YALNIZ BİR ADAM
Avrupa, gübreyle karışmış çamur içinde, çiçekler açıp meyveler
verirken, Müslümanlar kristal vazo içinde kuruyordu...1918 senesine
böyle geldik. 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti ise asırlık ağaca
yapılan Avrupa aşısı gibiydi.
Avrupa aşısı tuttukça, İslam'ı tutanların eli yanmaya başladı. 1926'da
kahvehanelerin, meyhanelerin kapısı açıldıkça, medreselerin, tekkelerin
kapısı kapanıyordu. Dinden uzak olanlar serbest, dindarlar
yakalanıyordu.
Mevsim kıştı... Kar, Müslümanların bahtına yağıyordu!
Said Nursi o geceyi karakolda geçirdi. Yolunun üstündeki karakolları,
mahkemeleri, hapishaneleri ve sehpaları çoktan gördüğü için tevkifini
yadırgamadı. Böylece 25 sene sürecek mahkûmiyetler ve sürgünler hayatı
başlamıştı.
Onu Barla'ya sürmüşlerdi. Unutulsun, gözlerden, gönüllerden uzak kalsın
diye... Barla, inişli yokuşlu bir yer. Taştan, kerpiçten evler,
bakımsız yoksul bir beldeydi Barla... Said Nursi'yi ne anlayacak ne de
dinleyecek bir kimse vardı...
Bütün kapılar yüzüne kapanırken, yüksekçe evinden iki kapı açılıyordu:
Biri çınara, diğeri camiye... Bir üçüncü kapı daha açılıyor, Risale-i
Nur'ların telifi başlıyordu.
Yalnızlığın edebiyatını yapanlar, Bediüzzaman'ın yalnızlığını
anlayamaz. Barla'da yalnız bir ev ve o ev içinde yapayalnız bir
insan...
Yalnızlığını daha da katmerleştirircesine yaz aylarında Çam Dağı'na
çıkar, oradan katran ağacının tepesine tırmanır, göklere yol ararcasına
yükseğin daha yükseğine varmak ister ve burada günlerce haftalarca
kalırdı. Çam Dağı'nda bir insan tek başına gündüz bile kalamaz.
Kimsesizliğin verdiği korkuyla kendini köye atar. O, bir ay o dağda
kalabiliyordu. Sürgünden yılmamış, sürgün içinde kendini sürgün
etmiş...
Barla'ya gittiğimde gündüz dersler, ziyaretler ve sohbetlerle geçti.
Gece olunca herkes gibi ben de yattım. Hayal dünyamda baktım, o,
Bediüzzaman oturuyordu. Ben de oturdum bekledim. Baktım, onun beklediği
bir şey yoktu. Tesbihattan, cevşenden Esma-ül Hüsna'ya yol buluyordu.
İslam'ı yaşamak için her çileye göğüs geriyor, sünnet-i seniyye
saraylarında dolaşıyordu. Yaratıkların mahiyetine iniyor, ayetlerin
rehberliğinde Allah adına o beldelerde dolaşıyordu. Gönlü yaratan
Allah, onun gönlüne öyle bir alem yerleştirmişti ki dünya denen alemle
irtibatı yoktu.
Hiçbir şeyi yoktu. Bütün eşyasını alıp dağ yolunu tutardı.
"Hey dağlar, sırt sırta yaslanan dağlar,
Gün kararınca paslanan dağlar,
Hürriyet ufkunda rastlanan dağlar,
Kendini bu dağlara verdi Köroğlu!"
Köroğlu, Bolu Beyi'ne meydan okumuştu; bu adam dünyaya meydan okuyordu. Dini için hayatını ortaya koyan insan, neden korkar ki?
Kainat çapında bir davanın elbette gerçek sahibi Allah'tır. Her şeye
kâdir olan Allah, Said isimli kuluna mıknatısiyet veriyor; o, yalnızlık
çeşmesinden zemzem içerken, uzakta yakında pek çok insan mıknatıslanıp
dinine şuurlu şekilde yapışıyordu.
Hiç ümit edilmeyen insanlar bu büyük davaya omuz veriyor, İslamiyet
Muhacir Hafız'ın, Marangoz Mustafa'nın, Şamlı Tevfik'in, Muallim
Galib'in şahsında dünyanın dört bucağına yayılıyordu.
Barla, Said Nursi'nin kaybolması gereken yer iken, Barla'dan fışkıran
tahkiki iman dersleri Türkiye'yi baştan başa kuşatıyordu...
Her bakımdan Avrupalı olmayı, İslam'ın neyi varsa atmayı "laiklik"
sananların planı, bu yalnız adamın dünyasında suya düşüyordu. Bir
çekirdekten koca ağacı yaratan Allah, sebepler aleminde Said Nursi'yi
çekirdek yapmış, ondan bir Tuba ağacı yeşertecekti.
*HEKİMOĞLU İSMAİL*
verirken, Müslümanlar kristal vazo içinde kuruyordu...1918 senesine
böyle geldik. 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti ise asırlık ağaca
yapılan Avrupa aşısı gibiydi.
Avrupa aşısı tuttukça, İslam'ı tutanların eli yanmaya başladı. 1926'da
kahvehanelerin, meyhanelerin kapısı açıldıkça, medreselerin, tekkelerin
kapısı kapanıyordu. Dinden uzak olanlar serbest, dindarlar
yakalanıyordu.
Mevsim kıştı... Kar, Müslümanların bahtına yağıyordu!
Said Nursi o geceyi karakolda geçirdi. Yolunun üstündeki karakolları,
mahkemeleri, hapishaneleri ve sehpaları çoktan gördüğü için tevkifini
yadırgamadı. Böylece 25 sene sürecek mahkûmiyetler ve sürgünler hayatı
başlamıştı.
Onu Barla'ya sürmüşlerdi. Unutulsun, gözlerden, gönüllerden uzak kalsın
diye... Barla, inişli yokuşlu bir yer. Taştan, kerpiçten evler,
bakımsız yoksul bir beldeydi Barla... Said Nursi'yi ne anlayacak ne de
dinleyecek bir kimse vardı...
Bütün kapılar yüzüne kapanırken, yüksekçe evinden iki kapı açılıyordu:
Biri çınara, diğeri camiye... Bir üçüncü kapı daha açılıyor, Risale-i
Nur'ların telifi başlıyordu.
Yalnızlığın edebiyatını yapanlar, Bediüzzaman'ın yalnızlığını
anlayamaz. Barla'da yalnız bir ev ve o ev içinde yapayalnız bir
insan...
Yalnızlığını daha da katmerleştirircesine yaz aylarında Çam Dağı'na
çıkar, oradan katran ağacının tepesine tırmanır, göklere yol ararcasına
yükseğin daha yükseğine varmak ister ve burada günlerce haftalarca
kalırdı. Çam Dağı'nda bir insan tek başına gündüz bile kalamaz.
Kimsesizliğin verdiği korkuyla kendini köye atar. O, bir ay o dağda
kalabiliyordu. Sürgünden yılmamış, sürgün içinde kendini sürgün
etmiş...
Barla'ya gittiğimde gündüz dersler, ziyaretler ve sohbetlerle geçti.
Gece olunca herkes gibi ben de yattım. Hayal dünyamda baktım, o,
Bediüzzaman oturuyordu. Ben de oturdum bekledim. Baktım, onun beklediği
bir şey yoktu. Tesbihattan, cevşenden Esma-ül Hüsna'ya yol buluyordu.
İslam'ı yaşamak için her çileye göğüs geriyor, sünnet-i seniyye
saraylarında dolaşıyordu. Yaratıkların mahiyetine iniyor, ayetlerin
rehberliğinde Allah adına o beldelerde dolaşıyordu. Gönlü yaratan
Allah, onun gönlüne öyle bir alem yerleştirmişti ki dünya denen alemle
irtibatı yoktu.
Hiçbir şeyi yoktu. Bütün eşyasını alıp dağ yolunu tutardı.
"Hey dağlar, sırt sırta yaslanan dağlar,
Gün kararınca paslanan dağlar,
Hürriyet ufkunda rastlanan dağlar,
Kendini bu dağlara verdi Köroğlu!"
Köroğlu, Bolu Beyi'ne meydan okumuştu; bu adam dünyaya meydan okuyordu. Dini için hayatını ortaya koyan insan, neden korkar ki?
Kainat çapında bir davanın elbette gerçek sahibi Allah'tır. Her şeye
kâdir olan Allah, Said isimli kuluna mıknatısiyet veriyor; o, yalnızlık
çeşmesinden zemzem içerken, uzakta yakında pek çok insan mıknatıslanıp
dinine şuurlu şekilde yapışıyordu.
Hiç ümit edilmeyen insanlar bu büyük davaya omuz veriyor, İslamiyet
Muhacir Hafız'ın, Marangoz Mustafa'nın, Şamlı Tevfik'in, Muallim
Galib'in şahsında dünyanın dört bucağına yayılıyordu.
Barla, Said Nursi'nin kaybolması gereken yer iken, Barla'dan fışkıran
tahkiki iman dersleri Türkiye'yi baştan başa kuşatıyordu...
Her bakımdan Avrupalı olmayı, İslam'ın neyi varsa atmayı "laiklik"
sananların planı, bu yalnız adamın dünyasında suya düşüyordu. Bir
çekirdekten koca ağacı yaratan Allah, sebepler aleminde Said Nursi'yi
çekirdek yapmış, ondan bir Tuba ağacı yeşertecekti.
*HEKİMOĞLU İSMAİL*
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: BARLA'DA YALNIZ BİR ADAM
İMANI SAĞLAM HATTA SAPASAĞLAM OLAN BU MUHTEŞEM ZAT ELBETTEKİ NE YALNIZLIKTAN NEDE ISSIZLIKTAN KORKMAZ !!!
RABBİM BİZLERİN İMANLARINI DA SAĞLAMLAŞTIRSIN. AMİN ! [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
RABBİM BİZLERİN İMANLARINI DA SAĞLAMLAŞTIRSIN. AMİN ! [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN