Giriş yap
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 148 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 148 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Muaviye bin Ebi Süfyan
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: SAHABELER :._.·´¯) :: SAHABE-İ GÜZİN/ASHÂB-I KİRAM
1 sayfadaki 1 sayfası
Muaviye bin Ebi Süfyan
Muaviye bin Ebi Süfyan
Resulullahın vahiy kâtibi.
Hazret-i Muaviye (radıyallahü anh), Peygamber efendimizin kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resulullahın zevcelerinden Habibe validemizin kardeşidir. Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Öleceği zaman, Resulullahın kendisine hediye ettiği bir gömleğe sarılıp, hazinesinde saklamış olduğu, Resulullahın mübarek saç ve tırnak kesintilerinin de gözlerine ve ağzına konularak defnedilmesini vasiyet etmişti. Kabri Şam’dadır.
Mekke fethedildiği gün babası ile beraber, Resulullahın önünde müslüman oldu.
Hazret-i Muaviye, Peygamber efendimizin kâtiplerinden idi. Yazısı güzel idi. Fasih, halim, vakur idi.
Zeyd ibni Sabit diyor ki:
Muaviye, Cebrailin getirdiği vahyi ve Peygamber efendimizin mektuplarını yazardı.
Fahr-i âlemin emniyetlisi idi. Bu yüksek rütbe, derecesinin ne kadar yukarı olduğunu gösterir. Bu büyük zata dil uzatanlar, Server-i âlemin Kur’an-ı kerimi yazmakta emniyet ettiğine dil uzatmış olurlar.
Abdullah ibni Mübarek hazretlerinin ilminin derecesini bilmeyen bir müslüman yoktur. Din imamı idi. Her ilimde ileri, her işi ilmine uygun idi. Peygamber efendimizin ilmine tam vâris idi. İşte bu büyük âlim buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye, Resulullahın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülaziz’den bin kere efdaldir.)
İkinci binin müceddidi imam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Hazret-i Muaviye’nin yanılması, Resulullahın sohbeti bereketi ile, Veysel Karani’nin ve Ömer bin Abdülaziz’in doğru işlerinden daha hayırlı oldu. Bunun gibi, Amr ibni As’ın yanlış bir işi, o ikisinin şuurlu işinden daha üstün oldu. (1/120)
Din-i İslamın en büyük âlimlerinden İbni Hacer-i Mekki hazretleri de buyuruyor ki:
Şüphe yoktur ki, Hazret-i Muaviye Sahabe-i kiramın nesep itibariyle büyüklerindendir. Peygamber efendimize nesep ile ve nikah ile çok yakın ve mahremleridir. Server-i âlem, Onun hilm ve sehasını meth ve sena buyurdu. Onda İslamiyet, sohbet, nesep, nikahla akrabalık şerefleri toplanmıştır ki, bunların her biri, Cennette Resulullahın yanında bulunmaya sebep olan şereflerdir. Bunlara hilm ve ilim ve Halifelik şerefleri de katılınca, kalbinde az bir safa ve sıdkı ve salahı ve imanı ve izanı olan kimse için artık bu hususta fazla anlatmaya lüzum kalmaz. (Sava’ik-ul-muhrika)
Hazret-i Muaviye, Huneyn Gazasında Resulullahın önünde babası ile birlikte kahramanca çarpıştı. Tebük Gazvesine katıldı. Veda Haccında bulundu. Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer zamanlarında Suriye taraflarındaki savaşlara katıldı. Hazret-i Ömer, onu Şam valisi yaptı. Hazret-i Ömer zamanında 4 yıl, Hazret-i Osman zamanında 12 yıl, Hazret-i Ali zamanında 5 yıl, Hazret-i Hasan zamanında altı ay Şam’da 21.5 sene vali oldu. [41.] senede, Kufe’de halife seçildi. 19 sene, dört ay halifelik yaptı.
Aklı, zekası, fesahatı, sabrı, yumuşaklığı, ikramı, cömertliği fevkalade çok idi. Müslümanların başına geçeceği, hadis-i şerifte bildirildi. Kendisinden çok hadis-i şerif alındı, kitaplara yazıldı. Bu da, büyüklüğünü ve kendisine güvenildiğini göstermektedir.
İslamiyet’in yayılmasında kıymetli ve pek çok hizmetlerde bulundu. Miladi 662’de Sicistan’ı, 663’de Sudan’ı, bir sene sonra Afganistan’ı, Kâbil şehrini ve Hindistan’ın kuzey kısmını, 665’te Tunus’u (Afrikiyye’yi) aldı. 668’de gemilerle gittiği Kıbrıs’ı ve iki sene sonra da İran’daki büyük Kuhistan eyaletini fethetti. Yine aynı sene Bizans İmparatoru Dördüncü Kostantin zamanında, oğlu Yezid’i büyük bir ordu ile İstanbul’un fethi için gönderdi ve şehir kuşatıldı. Kostantin, her sene büyük miktarda vergi vermek şartıyla barış yapmak zorunda kaldı.
673’de Ubeydullah bin Ziyad’ı Horasan’daki orduya kumandan yapıp, Ceyhun Nehrini develerle geçerek Buhara’yı aldı. Hazret-i Ömer tarafından fethedilen Kudüs hıristiyanlara geçince, Hazret-i Muaviye şehri tekrar ele geçirdi. Yemen, Mısır, Kayrevan, Irak, Azerbaycan, Anadolu, Horasan ve Maveraünnehire hakim oldu. Müslümanlar tarafından çok sevildi. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaviye’ye, (Ey Muaviye! Memleketlere hakim olduğun zaman, iyilik et!) buyurmuştur. Resulullahın sohbeti ve hayır dualarının bereketiyle, İslamiyet’in tesir sahasını çok genişletti ve İslamiyet’ten hiç ayrılmadı.
Hazret-i Muaviye, uzun boylu, beyaz tenli, heybetliydi. Güzel konuşur, adaletli davranırdı. Çalışkan, gayretli, azimliydi. Arabistan’da meşhur olmuş dört dâhi Sahabiden birisidir. Sanki her bakımdan devlet başkanı olmak için yaratılmıştı. Hatta Hazret-i Ömer, Hazret-i Muaviye’ye her bakışta, (Bu, ne güzel bir Arap sultanıdır) derdi. Cins atlara biner, kıymetli elbiseler giyerdi. Resulullahın sohbetinin bereketiyle şeriattan hiç ayrılmazdı. Hazret-i Ali onun hakkında; Muaviye’nin idaresini kötülemeyiniz! Zira onu kaybederseniz başların koptuğunu ve düştüğünü görürsünüz buyurmuştur. (Kısas-ı Enbiya, Mirat-i Kâinat, Medaric-ün-nübüvve)
selam ve dua ile kalınız... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Resulullahın vahiy kâtibi.
Hazret-i Muaviye (radıyallahü anh), Peygamber efendimizin kayınbiraderi ve vahiy kâtibi idi. Resulullahın zevcelerinden Habibe validemizin kardeşidir. Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Öleceği zaman, Resulullahın kendisine hediye ettiği bir gömleğe sarılıp, hazinesinde saklamış olduğu, Resulullahın mübarek saç ve tırnak kesintilerinin de gözlerine ve ağzına konularak defnedilmesini vasiyet etmişti. Kabri Şam’dadır.
Mekke fethedildiği gün babası ile beraber, Resulullahın önünde müslüman oldu.
Hazret-i Muaviye, Peygamber efendimizin kâtiplerinden idi. Yazısı güzel idi. Fasih, halim, vakur idi.
Zeyd ibni Sabit diyor ki:
Muaviye, Cebrailin getirdiği vahyi ve Peygamber efendimizin mektuplarını yazardı.
Fahr-i âlemin emniyetlisi idi. Bu yüksek rütbe, derecesinin ne kadar yukarı olduğunu gösterir. Bu büyük zata dil uzatanlar, Server-i âlemin Kur’an-ı kerimi yazmakta emniyet ettiğine dil uzatmış olurlar.
Abdullah ibni Mübarek hazretlerinin ilminin derecesini bilmeyen bir müslüman yoktur. Din imamı idi. Her ilimde ileri, her işi ilmine uygun idi. Peygamber efendimizin ilmine tam vâris idi. İşte bu büyük âlim buyuruyor ki:
(Hazret-i Muaviye, Resulullahın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülaziz’den bin kere efdaldir.)
İkinci binin müceddidi imam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Hazret-i Muaviye’nin yanılması, Resulullahın sohbeti bereketi ile, Veysel Karani’nin ve Ömer bin Abdülaziz’in doğru işlerinden daha hayırlı oldu. Bunun gibi, Amr ibni As’ın yanlış bir işi, o ikisinin şuurlu işinden daha üstün oldu. (1/120)
Din-i İslamın en büyük âlimlerinden İbni Hacer-i Mekki hazretleri de buyuruyor ki:
Şüphe yoktur ki, Hazret-i Muaviye Sahabe-i kiramın nesep itibariyle büyüklerindendir. Peygamber efendimize nesep ile ve nikah ile çok yakın ve mahremleridir. Server-i âlem, Onun hilm ve sehasını meth ve sena buyurdu. Onda İslamiyet, sohbet, nesep, nikahla akrabalık şerefleri toplanmıştır ki, bunların her biri, Cennette Resulullahın yanında bulunmaya sebep olan şereflerdir. Bunlara hilm ve ilim ve Halifelik şerefleri de katılınca, kalbinde az bir safa ve sıdkı ve salahı ve imanı ve izanı olan kimse için artık bu hususta fazla anlatmaya lüzum kalmaz. (Sava’ik-ul-muhrika)
Hazret-i Muaviye, Huneyn Gazasında Resulullahın önünde babası ile birlikte kahramanca çarpıştı. Tebük Gazvesine katıldı. Veda Haccında bulundu. Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer zamanlarında Suriye taraflarındaki savaşlara katıldı. Hazret-i Ömer, onu Şam valisi yaptı. Hazret-i Ömer zamanında 4 yıl, Hazret-i Osman zamanında 12 yıl, Hazret-i Ali zamanında 5 yıl, Hazret-i Hasan zamanında altı ay Şam’da 21.5 sene vali oldu. [41.] senede, Kufe’de halife seçildi. 19 sene, dört ay halifelik yaptı.
Aklı, zekası, fesahatı, sabrı, yumuşaklığı, ikramı, cömertliği fevkalade çok idi. Müslümanların başına geçeceği, hadis-i şerifte bildirildi. Kendisinden çok hadis-i şerif alındı, kitaplara yazıldı. Bu da, büyüklüğünü ve kendisine güvenildiğini göstermektedir.
İslamiyet’in yayılmasında kıymetli ve pek çok hizmetlerde bulundu. Miladi 662’de Sicistan’ı, 663’de Sudan’ı, bir sene sonra Afganistan’ı, Kâbil şehrini ve Hindistan’ın kuzey kısmını, 665’te Tunus’u (Afrikiyye’yi) aldı. 668’de gemilerle gittiği Kıbrıs’ı ve iki sene sonra da İran’daki büyük Kuhistan eyaletini fethetti. Yine aynı sene Bizans İmparatoru Dördüncü Kostantin zamanında, oğlu Yezid’i büyük bir ordu ile İstanbul’un fethi için gönderdi ve şehir kuşatıldı. Kostantin, her sene büyük miktarda vergi vermek şartıyla barış yapmak zorunda kaldı.
673’de Ubeydullah bin Ziyad’ı Horasan’daki orduya kumandan yapıp, Ceyhun Nehrini develerle geçerek Buhara’yı aldı. Hazret-i Ömer tarafından fethedilen Kudüs hıristiyanlara geçince, Hazret-i Muaviye şehri tekrar ele geçirdi. Yemen, Mısır, Kayrevan, Irak, Azerbaycan, Anadolu, Horasan ve Maveraünnehire hakim oldu. Müslümanlar tarafından çok sevildi. Peygamber efendimiz, Hazret-i Muaviye’ye, (Ey Muaviye! Memleketlere hakim olduğun zaman, iyilik et!) buyurmuştur. Resulullahın sohbeti ve hayır dualarının bereketiyle, İslamiyet’in tesir sahasını çok genişletti ve İslamiyet’ten hiç ayrılmadı.
Hazret-i Muaviye, uzun boylu, beyaz tenli, heybetliydi. Güzel konuşur, adaletli davranırdı. Çalışkan, gayretli, azimliydi. Arabistan’da meşhur olmuş dört dâhi Sahabiden birisidir. Sanki her bakımdan devlet başkanı olmak için yaratılmıştı. Hatta Hazret-i Ömer, Hazret-i Muaviye’ye her bakışta, (Bu, ne güzel bir Arap sultanıdır) derdi. Cins atlara biner, kıymetli elbiseler giyerdi. Resulullahın sohbetinin bereketiyle şeriattan hiç ayrılmazdı. Hazret-i Ali onun hakkında; Muaviye’nin idaresini kötülemeyiniz! Zira onu kaybederseniz başların koptuğunu ve düştüğünü görürsünüz buyurmuştur. (Kısas-ı Enbiya, Mirat-i Kâinat, Medaric-ün-nübüvve)
selam ve dua ile kalınız... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
*GüLer*- VEFALI ÜYEMİZ
MUAVİYE KİMDİR?
MUAVİYE KİMDİR?
ümeyyeoğullarından ebu süfyanın oğludur, ebu süfyanın ailesi ümeyyeoğulları
peygamber ailesi haşimoğullarına islam öncesi dönemde de düşmandı, haşimi
lerden hz.peygamber nübüvvetini açıklayıp çağrısına başlayınca karşı çıkanla
rın en önde gelenlerinden biri de bu ebu süfyandır, karısı hind de Hamzanın
ciğerini uhudda çiğ çiğ yemiştir, işte bu aslı kafir olan kişiler, ta mekke alına
na kadar, islamı kabul etmemişlerdir, mekkeyide kaybedince korkularından ve
menfaatleri gereği müslüman oldular, bunlar hakkında kuran şöyle der;-bede
viler sana geldiler ve iman ettik dediler, hayır,de ki siz müslüman olduk deyin,
çünkü iman sizin kalplerinize girmemiştir(hucurat-14.ayet)
demek ki müslüman zahiren,görünüşte inanmış olan,batında ise kalben iman
etmemiş ikiyüzlü münafıklara denir, gerçek iman edene mümin denir, yukarıda ar
kadaş yazmış,muaviye sahabenin en büyüklerindenmiş,vahiy katibiymiş, şimdi kuranmı yalan söylüyor, yoksa bu arkadaş mı?ailece(ümeyyeoğulları) islama ve
peygamberine son ana kadar(mekke fethi) karşı çıkmışlar,sonrada güya birdenbi
re imanamı gelmişler?hayır, baktılar ki Muhammed güçlendi,sesimizi çıkarmayalım
nasıl olsa ölünce islam içinde de iktidarı ele geçirip yine saltanatımızı kurarız de
diler ve başardılar da, tam 90 yıl emeviler hilafet adı altında saltanat sürdüler,
zorbalığın her türlüsünü yaptılar, ama şimdi sahabe ve hazret oldular...
MUAVİYENİN MARİFETLERİ
muaviye şamda osman zamanında çok güçlenmiş, servetine servet katmıştı,or
dusunu kurmuştu, halife osmanın faili meçhul bir cinayetle ölmesinden sonra,hal
kın isteği üzere halifeliği İmam Ali üstlenmişti, bunu duyan muaviye osmanın kat
linden Aliyi sorumlu tutup,meşru halife olan Aliye başkaldırmıştır,bunun üzerine
taraflar sıffında karşılaşmış, savaşı tam Şah-ı Merdan kazanırken, muaviye ku
ran ayetlerinin yazılı olduğu parçaları askerlerinin mızraklarının ucuna taktırmış,
böylece hile yaparak savaşın durmasına sebep olmuştu, şimdi gerçekten kurana
inanan biri kuranı hileye alet eder mi? daha sonra hakem tayin edilmiş ve yine
hile ile muaviye halife olmuştur, böylece islam toplumunda fitne ateşi daha kor
yanmaya başlamıştır, Alinin ordusundan bir grup bir durumu kabul etmemiş ve
bunlara harici denmiştir,İmam Ali bunları ikna etmek için çok uğraşmış fakat so
nuç alamamıştır, bunun üzerine haricilerle nehrevan savaşını yapmış ve harici
leri yenmiştir, hariciler de intikam için abdurrahman ibni mülcem isimli bir suikast
çi göndermişler, bu lanetli kişi de hz.İmamı evinin önünde pusuya düşürüp alnın
dan zehirli kılıç darbesiyle yaralamıştır, evinde iki gün ağır yaralı yatan Haydar-ı
Kerrar hakka yürümüştür...
daha sonra muaviye, hz.peygamberin torunu İmam Hasanı rakip olarak görü
yordu, İmam Hasan ise gerek muaviyenin güçlenmesi, gerekse etrafında bulu
nan ikiyüzlülere güvenemediği için muaviye ile bir anlaşma yapmak zorunda kal
dı,bu anlaşmaya göre;
-camilerde Aliye ve ehlibeyte artık küfür edilmeyecektir
-muaviye kendisinden sonra kimseyi yerine halife tayin etmeyecektir
-ehlibeyt yandaşlarına zarar verilmeyecektir
muaviye elbet bu şartlara uymazdı ve uymadıda, camilerde 90 yıllık emevi sal
tanatı döneminde tam 70 yıl Aliye ve ehlibeyte küfürler aldı başını gitti,bu kötü
adet emevi halifesi ömer bin abdülaziz zamanında kaldırıldı, yine muaviye kendi
sinden sonra yerine yezid soysuzunu halife bıraktı
yine muaviye peygamber torunu İmam Hasanı karısı cudeye zehirletip öldür
ten kişidir,şimdi bu adam sahabe ve hazret mi oldu?
yezit soysuzuda bilindiği gibi kerbelada peygamberimizin sevgili torunu, imam
-ı müttakilerin (12 imamların) 3.sü İmam Hüseyini,evlatlarını hunharca katlettir
di,(yüzbinkere lanet olsun)
bu süfyanda,karısı hindde, oğulları muaviyede,muaviye oğlu soysuz yezitte,
kafirin önde gideni Hakkkın düşmanı bir sülaledir,bunları sevende bunlara benze
yenlerdir...
selam ve dua ile kalınz... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ümeyyeoğullarından ebu süfyanın oğludur, ebu süfyanın ailesi ümeyyeoğulları
peygamber ailesi haşimoğullarına islam öncesi dönemde de düşmandı, haşimi
lerden hz.peygamber nübüvvetini açıklayıp çağrısına başlayınca karşı çıkanla
rın en önde gelenlerinden biri de bu ebu süfyandır, karısı hind de Hamzanın
ciğerini uhudda çiğ çiğ yemiştir, işte bu aslı kafir olan kişiler, ta mekke alına
na kadar, islamı kabul etmemişlerdir, mekkeyide kaybedince korkularından ve
menfaatleri gereği müslüman oldular, bunlar hakkında kuran şöyle der;-bede
viler sana geldiler ve iman ettik dediler, hayır,de ki siz müslüman olduk deyin,
çünkü iman sizin kalplerinize girmemiştir(hucurat-14.ayet)
demek ki müslüman zahiren,görünüşte inanmış olan,batında ise kalben iman
etmemiş ikiyüzlü münafıklara denir, gerçek iman edene mümin denir, yukarıda ar
kadaş yazmış,muaviye sahabenin en büyüklerindenmiş,vahiy katibiymiş, şimdi kuranmı yalan söylüyor, yoksa bu arkadaş mı?ailece(ümeyyeoğulları) islama ve
peygamberine son ana kadar(mekke fethi) karşı çıkmışlar,sonrada güya birdenbi
re imanamı gelmişler?hayır, baktılar ki Muhammed güçlendi,sesimizi çıkarmayalım
nasıl olsa ölünce islam içinde de iktidarı ele geçirip yine saltanatımızı kurarız de
diler ve başardılar da, tam 90 yıl emeviler hilafet adı altında saltanat sürdüler,
zorbalığın her türlüsünü yaptılar, ama şimdi sahabe ve hazret oldular...
MUAVİYENİN MARİFETLERİ
muaviye şamda osman zamanında çok güçlenmiş, servetine servet katmıştı,or
dusunu kurmuştu, halife osmanın faili meçhul bir cinayetle ölmesinden sonra,hal
kın isteği üzere halifeliği İmam Ali üstlenmişti, bunu duyan muaviye osmanın kat
linden Aliyi sorumlu tutup,meşru halife olan Aliye başkaldırmıştır,bunun üzerine
taraflar sıffında karşılaşmış, savaşı tam Şah-ı Merdan kazanırken, muaviye ku
ran ayetlerinin yazılı olduğu parçaları askerlerinin mızraklarının ucuna taktırmış,
böylece hile yaparak savaşın durmasına sebep olmuştu, şimdi gerçekten kurana
inanan biri kuranı hileye alet eder mi? daha sonra hakem tayin edilmiş ve yine
hile ile muaviye halife olmuştur, böylece islam toplumunda fitne ateşi daha kor
yanmaya başlamıştır, Alinin ordusundan bir grup bir durumu kabul etmemiş ve
bunlara harici denmiştir,İmam Ali bunları ikna etmek için çok uğraşmış fakat so
nuç alamamıştır, bunun üzerine haricilerle nehrevan savaşını yapmış ve harici
leri yenmiştir, hariciler de intikam için abdurrahman ibni mülcem isimli bir suikast
çi göndermişler, bu lanetli kişi de hz.İmamı evinin önünde pusuya düşürüp alnın
dan zehirli kılıç darbesiyle yaralamıştır, evinde iki gün ağır yaralı yatan Haydar-ı
Kerrar hakka yürümüştür...
daha sonra muaviye, hz.peygamberin torunu İmam Hasanı rakip olarak görü
yordu, İmam Hasan ise gerek muaviyenin güçlenmesi, gerekse etrafında bulu
nan ikiyüzlülere güvenemediği için muaviye ile bir anlaşma yapmak zorunda kal
dı,bu anlaşmaya göre;
-camilerde Aliye ve ehlibeyte artık küfür edilmeyecektir
-muaviye kendisinden sonra kimseyi yerine halife tayin etmeyecektir
-ehlibeyt yandaşlarına zarar verilmeyecektir
muaviye elbet bu şartlara uymazdı ve uymadıda, camilerde 90 yıllık emevi sal
tanatı döneminde tam 70 yıl Aliye ve ehlibeyte küfürler aldı başını gitti,bu kötü
adet emevi halifesi ömer bin abdülaziz zamanında kaldırıldı, yine muaviye kendi
sinden sonra yerine yezid soysuzunu halife bıraktı
yine muaviye peygamber torunu İmam Hasanı karısı cudeye zehirletip öldür
ten kişidir,şimdi bu adam sahabe ve hazret mi oldu?
yezit soysuzuda bilindiği gibi kerbelada peygamberimizin sevgili torunu, imam
-ı müttakilerin (12 imamların) 3.sü İmam Hüseyini,evlatlarını hunharca katlettir
di,(yüzbinkere lanet olsun)
bu süfyanda,karısı hindde, oğulları muaviyede,muaviye oğlu soysuz yezitte,
kafirin önde gideni Hakkkın düşmanı bir sülaledir,bunları sevende bunlara benze
yenlerdir...
selam ve dua ile kalınz... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
*GüLer*- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: SAHABELER :._.·´¯) :: SAHABE-İ GÜZİN/ASHÂB-I KİRAM
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN