Tasavvur-İç Huzuru

tarafından ilk vahiy 23.03.10 8:49

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

İç Huzur

Bize huzuru, ne mal ne mülk, ne de makam-mevki sağlar. İnsan ancak kendisine lütfedilen nimetlere karşılık Rabb’ine hamd-ü senada bulunduğu sürece huzuru ve mutluluğu yakalayalayabilir; fakat insandaki ‘nefs-i emmare’ sürekli Rabb’in kuluna bahşettiğini azımsamasına ve daha fazla dünya metaına tamah etmesine yol açacaktır. Peygamberimiz, bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyurmaktadir: “Bir kişinin, bir vadi dolusu altını olsa; diğer bir ikincisini de muhakkak arzulayacaktır.“

Kimilerine göre huzur, ilk önce maddi imkanlara kavuşmaktır; kısacası, karnı tok, sırtı pek olmaktır. Lakin bu, müslüman bir kişi için geçerli olamaz; çünkü müslüman, ‘ene’lik yapamaz; kendi huzuru için başkalarını es geçemez ve geçmemelidir de. Şüphesiz ki burada ‘iman’ devreye girmektedir. İman ise bir mantık işi değil; insanın içindeki bir nurdur ve bu nuru içinde taşıyanlar, bu nurun sönmemesi için çaba gösterenler, huzuru ve mutluluğu tadacaklardır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Allah şöyle buyurmaktadır: “Allah’a iman eden ve O’na sımsıkı sarılanları Allah, kendisinden ‘bir rahmet ve lütuf'a sokacak ve kendisine varan dosdoğru yola iletecektir.”(Nisa,175)

Birçok kimse, Allah ve Resûlü’nün çizdiği sınırlar içerisinde yaşam biçimini şekillendirememesi; yani yaratılış amacının dışında hareket etmesinden ötürü büyük sıkıntılar çekmekte ve kendisini huzursuz hissetmektedir. Kişi karşılaştığı musibetler karşısında savaşamayıp, bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu idrak edememesinden dolayı kendi canına kıymaktadır. Nitekim günümüzde bir çok kişinin toplu intihar ettiğini üzülerek öğreniyoruz. İslam ise kişinin kendi canına kıymasını yasaklamıştır ve insanın başı boş bırakılmayacağı Kuran’da ifade edilmiştir. Müslüman bilir ki: Kim Allah’tan sakınırsa Allah ona kendisini huzurlu hissedeceği bir kapı muhakkak aralar. İnanç ve gönül planında tam teslimiyet, Allah’ın kullarından istediği kurtuluş beratıdır. Peygamberimiz (sav), mü’mini tarif ederken şöyle buyurmuşlardır: “Mü’minin, başka hiç kimsede bulunmayan bir hali vardır; onun her işi hayırdır. Eğer bir nimete (genişliğe) kavuşursa şükreder ve bu, onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) düşerse sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.” (Müslim)

İnsan; maddî, manevî ve sosyal olarak geniş imkanlara sahipken, işleri bir anda raydan çıkınca yapayalnız kalır ve kendini bir boşluğun içinde bulur. Bazen öyle durumlar olur ki; insan sıkıntısını gidermek için birilerinden yardım ister; fakat isteği gerçekleşmeyince bir anda eli boş kalır. Bu durumlardan ibret almamız için Allah (cc) Kur-an’ı Kerim’de sıkıntılara karşı sabreden Hz. Eyyub'un (as) kıssasını anlatmştır. Şüphesiz ki büyük sıkıntılara katlanan, sonucunda huzura ve büyük mukafatlara erişecektir.

Ne mutlu kendisini Allah´a teslim etmiş ve hayatını ibadete çeviren 'kul'a!
Ne mutlu kendisine gelen musibete karşı sabreden ve imtihanı geçen 'kul'a!
...

Mehmet Fırat

tarafından Berzah 24.03.10 12:11

PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLERR [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ptsi	Salı	Çarş.	Perş.	Cuma	C.tesi	Paz
				1	2	3
4	5	6	7	8	9	10
11	12	13	14	15	16	17
18	19	20	21	22	23	24
25	26	27	28	29	30

Tasavvur-İç Huzuru

Tasavvur-İç Huzuru

Geri: Tasavvur-İç Huzuru