Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 206 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 206 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
İFTİTAH TEKBİRİ NEDEN ÖNEMLİ ?
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: ÖNEMLİ KONULAR :._.·´¯) :: İLMİHAL BİLGİLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
İFTİTAH TEKBİRİ NEDEN ÖNEMLİ ?
İftitah Tekbiri Önemli
Allah dostlarının hayatını bize aktaran tabakat kitaplarına bakıldığında onların pek çoğu için “Lem tefûthü't-tekbîratü'l-ûlâ - İmamın arkasından iftitah tekbirini hiç kaçırmadı” ifadesinin kullanıldığını görürüz. Bu onların ibadetlerin pîri olan namaza gösterdikleri ihtimamı ve namazın tek bir parçasını bile zayi etmeme hususundaki hassasiyetlerini ifade bakımından çok önemlidir. Buradan ayrıca bizim için şu mana da anlaşılmaktadır; ibadet ü taatımızın ve inançlarımızın tamâmiyeti, Cenab-ı Hakk'ın vaz' ettiği kurallar çerçevesinde olunca gerçekleşmiş olur. Bu tamamiyetteki sırrı biz her zaman sezemeyebiliriz. Fakat bilmemiz gerekir ki, namazdan evvel, hazırlanmış olarak mescide gelip bekleme ve iftitah tekbiriyle namaza başlama işin tamamiyetini ifade eder.
Cenab-ı Allah, Mâide sûre-i celîlesinin 3. ayetinde mealen, “ İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâmı beğendim.” buyurmaktadır. Bu da, dinin ruhundaki etemmiyet, ekmeliyet, rıza-yı ilahî ufkuna bakıyor demektir. Dolayısıyla o rıza ufkuna ulaşma öyle bir ekmeliyet ve etemmiyete vabestedir. İnsan fıkıhtaki tabiriyle ‘mesbuk' da olabilir. Yani cemaatle namaz kılacağı imamın arkasında iftitah (açılış) tekbirine yetişemeyebilir. Yetiştiği yerden imama uyar ve kaçırdığı kısmı da sonradan tamamlar. Dolayısıyla vazifesini yerine getirmiş olur. Ne var ki, bir vazifeyi yerine getirmek, bir şeyi yapmak başka, o meseleyi tamamiyet ve istenilen kıvam içinde yapmak daha başkadır. Bu bütün sorumluluklar açısından böyledir.
Ekmeliyet ve etemmiyet işin a'lâsıdır fakat bazen zaruretlerin kırptığı, aşındırdığı hususlar olabilmektedir. Bazı haklar bazıları tarafından sınırlandırılabilir ve sınırlandırılıyorlar. Görüldüğü üzere her şeyi hakkıyla yaşama imkanı vermiyorlar. Bu türlü durumlarda yaşayamadığınız şeyler Allah nezdinde yaşanmış gibi kabul edilebilir. Ama bir şeyi yaşama imkanı varsa o imkanın şükrü eda edilmeli ve o mesele mükemmel şekilde yerine getirilmelidir. Çünkü az önce de geçtiği gibi, etemmiyet ve ekmeliyet dolayısıyla da rızaya ulaşma meselesi her şeyin arızasız ve kusursuz yapılmasına bağlanmıştır. Yani her ibadet arızasız kusursuz yapılmalıdır. Mesela, namaz zekatsız olmaz, zekat oruçsuz olmaz, oruç hacsız olmaz. Dolayısıyla da bunların hiçbirisi dışarıda tutulamaz. Hepsinin hakkı verilerek yerine getirilmesi iktiza eder.
İnsan yaptığı şeylerin bazılarını terkedince dinden çıkar demek değildir. Mutezile akidesinde geçen “El menziletü beyne'l-menzileteyn” yani “iman ve küfür arası bir yerde kalır” da demek değildir. Cehennem'e gider de demek değildir. Onlar başkadır, marz-ı ilahiyi tahsil etme başkadır. Ve marz-ı ilahiyi öyle bir ekmeliyet ve etemmiyete bağlı tahsil etmenin öbür âlemde insana kazandırdığı şey de farklıdır. Bir iş burada nasıl yapılıyorsa öbür âleme aksetmesi, yansıması da öyle olur.
Bu açıdan İslamiyete ait farzlar, sünnetler, müstehaplar, âdetler o ekmeliyet ve etemmiyetin birer parçası ve rüknü, molekülleri ise o tamamiyet bütün bunlarla olur ve rıza da ancak onlarla avlanabilir. Teker teker her ibadet de böyledir. Mesela namazın iftitah tekbirini kaçırmama, Ramazan-ı şerifte sahuru ihmal etmeme, akşamları bir yudum su, bir lokma ekmekle bile olsa iftarını açma, teravihi kılma…
Bütün bunlar yaptığınız ibadet nevinden derinliklerin birer buududur.
İhtimal öbür âlemde insanları belli sınıflara ayırırken bunlar mesbûkindendir yani bunlar arkadan gelip işi edâ edenlerdir; şunlar cemaati bir farz gibi kaçırmadan ona ihtimam gösterenlerdir; şunlar da cemaate tâ baştan hazır olup ezanla irtibata geçen, sünnetle daha bir dolan ve taşan, iftitah tekbiriyle namaza imamla beraber açılanlardır, başından sonuna kadar o cemaatin içinde bulunma mazhariyetini gösterenlerdir, denilecektir. Bütün bunların öbür tarafa aksedişleri farklı ve onlara terettüp edecek mevhibeler ve letâif-i ilahiye de farklı olur. Hem küll yani bütün halinde düşünürken meseleye aynı mülahazayla yani ekmeliyet ve etemmiyet mülahazası ile bakmak lazım. Hem de teker teker kulluğa dair herhangi bir mesele için o ekmeliyet ve etemmmiyet sözkonusu olduğunu hatırlamak lazım. Allah, rızasını ona bağlamış. Fevkaladeden Cenab-ı Hak birilerinin yaptığı küçük bir şeyden dolayı da razı olabilir. Bu onun lütfudur. Ama insanlar, ibadet ü taat adına, hayat-ı ferdiyeleri adına, aileviyeleri, içtimaiyeleri adına hayatlarını planlarken ekstra, sürpriz, hârikulade şeylere bina etmezler. Meseleyi âdiyata ve dinî meselelerde de âdet-i ilahiyeye bina ederler. Adet-i ilahiye öteden beri nedir? Bu iş ekmeliyet ve etemmiyet içinde yerine getirilince mükafatlandırılır. O halde o meselenin hakkını vermek gerekir ki neticesinde umulan mükafata nail olunabilsin.
Şeytan Birini Namaza Niçin Kaldırır?
Namaza ait müthiş bir heyecan duyma adına menkıbelerde şöyle bir vakıa anlatılır: Şeytan, Hazreti Muaviye'nin kaldığı eve sabah namazı vakti gelmiş, kapıyı tıklatıyor. “Yâ Muaviye kalk namaza” diyor. “Kim ola ki” diyor. Kalkıyor, araştırıyor, kimseyi göremiyor. Yatağına dönüp oturuyor, nasıl olsa daha vakit var diyor. Şeytan bir daha sesleniyor: “Ya Muaviye kalk namaza” diyor. Hazreti Muaviye bir daha araştırıyor. Kapının arkasında şeytanı görüyor ve tanıyor. “Niye” diyor “beni namaza kaldırıyorsun?” “Sorma” diyor. “Benim yerde-gökte başımı yere koymadığım bir yer kalmadı. O ibadetin neşvesi, Allah'a kulluğun huzuru hâlâ içimde. Kendim yapamıyorum, bari sen yap dedim, diyor. Bu tabiî sahabenin firasetinden kaçacak birşey değil ki. “Sen dalavereyi bırak. İşin doğrusunu söyle” diyor. O başka bir yalan daha uyduruyor. Çünkü o profesyonel yalancıdır. Efendimiz onun için ‘kezûbün' diyor. Söylediği yalana kendisi bile inanancak kadar uzman bir yalancıdır. Hazreti Muaviye tekrar “doğru söyle” diyor. “İşin doğrusu şu” diyor şeytan. “Bir gün birisi namaza tam vaktinde kalkamamıştı. Telaşla yerinden fırladı ve öyle bir eyvah etti ki onun hürmetine Allah yüzlerce insanı bağışladı. Sen de öyle yapmayasın diye Seni kaldırdım” diyor. “Şimdi doğru söyledin diyor”, Hazreti Muaviye.
Tamamiyete karşı duyulan işte böyle bir hâhiş ve böyle bir arzu Allah indinde bir şey ifade ediyorsa iftitah tekbirini imamla beraber almak o yönden çok önemlidir. Yoksa önemli bazı şeyler kaçırılmış olur. Mesela, iftitah tekbiri kaçırılıyor, Fatiha, zamm-ı sûre kaçırılıyor. İmam rükûa varırken yetişiliyor ve rükû ile iftitah tekbiri birleştirilerek bir şey yapılıyor. Bu da namaz için bir nakîse oluyor. Dolayısıyla tamamiyet ve mükemmeliyete vadedilen şeyden istifade etme hakkı kaybediliyor. İşte bu yüzden iftitah tekbiri çok önemlidir.
Said b. Müseyyeb (radiyallahü anh) “40 sene iftitah tekbirini kaçırmadım” diyor. Bu çok önemli bir hadise. 60 yaşında vefat etmişse demek ömrü boyu hiç iftitah tekbiri kaçırmamış. Ebu Hanife, İmam Şafi zindanda zincirler içinde geçen hayatları istisna edilecek olursa onlar da bu hususa fevkalade ihtimam göstermişler.
Hâsılı namaza önceden hazırlıklı olma namaza ihtimamın bir ifadesidir. Çünkü insanın niyeti, kaçırmayayım mülahazası, o yoldaki her cehdi daha sonra yapacağı ibadet sınıfında mütalaa edilir. Abdestle namaz arasında yaptığınız işler de bir ibadet olarak değerlendirilir. Vehbe Zühayli fıkıh kitabının abdeste niyet bahsinde diyor ki, “daha ıtrahata giderken insan namaza niyet etmiş olursa o arada geçirdiği zaman da ibadet gibi değerlendirilir”. Hazret bunu bir şeye dayanarak söylüyor. İnsan iftitah tekbirini kaçırmamak için önceden namaza hazırlıklı olursa bu arada yapacağı şeyler de ibadet olur ve bu fırsatı değerlendirme ekmeliyet ve etemmiyet adına çok önemlidir. O mevzudaki heyecan ve gayret, koşturma o işleri de ibadet içine sokar. Bu mülahazayı teyid eden hadis-i şerifler var. Mesela gece uykusu bir kimse için ibadet olabilir. Hadis-i şerifte “yatsı namazını kılan ve dinlenip sabah namazını da bir dinçlik içinde kılmaya niyet eden insanın uykusundaki nefesleri bile tesbih sayılır” deniyor. Demek ki, niyet âdet-i ibadete çeviriyor. Bazen de ibadeti seyyiata çevirebilir. Cesaret gösterisi için cihat etmek ibadeti seyyiata çevirir. Cömert desinler diye infakta bulunmak da öyledir. Yapılan iş ihsandır ama niyet onu kirletmektedir. Çünkü onda Allah'ın hoşnutluğu yoktur. Halkın demesi vardır. Yabancı mülahazalar meseleyi karıştırır, bulandırır, işin kimyasını bozar. İbadet ü taatın da kendine göre bir kimyası vardır. Allah emrettiği için yapılır. Birinci madde bu, oksijeni bu meselenin budur. Allahın rızasına ulaşılmak için yapılır. Hidrojeni de budur. Bundan mâ-i hayat meydana gelmesi için kimyanın bozulmaması lazım. Halt (karışım) böyle olmalı. Halt yerinde yapılmazsa haltetmiş olunur.
Cenab-ı Allah'ın bizi ekmeliyet ve etemmiyet içinde namazını edâ edenlerden eylemesi niyazıyla…
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: ÖNEMLİ KONULAR :._.·´¯) :: İLMİHAL BİLGİLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN